30 Aralık 2010 Perşembe

DİNAR'IN KÖYLERİNDE YENEN YABANİ OTLAR

TÜRK HALK KÜLTÜRÜ ARAŞTIRMALARI DERGİSİ 1990/1
Kültür Bakanlığı 1990

Sf. 149- Ankara , Afyon, Ankara, Kayseri, Bolu, Trabzon, Erzurum ve Gaziantep'te Yenilen Yabani Otlar

Sf. 150- ARAŞTIRMA YERLERİ VE ÖZELLİKLERİ
Afyon- ... Araştırma yerleri olarak Dinar İlçesi'nden Karahacılar, Göçerli, Çakıcı, Avşar, Avdan, Bülünçalanı, Yeşilhöyük
ve Pınarlı köyleri ile Sandıklı İlçesi'nden Odaköy, Bektaş; Karadibek ve Reşadiye köyleri seçilmiştir.

Sf. 153- Tablo 2- Afyon'da yenilen yabani otların hazırlanması ve pişirilmesi

Otlar
Yemlik, karakavuk, kuzukulağı, labada, güneyik, su teresi, temizlik veya soğukluk ( yabani semizotu ), eşek marulu, yarpuz, toklubaşı, hardal ( yabani )
Kullanılması
Ayıklanıp yıkandıktan sonra tuzlanır, ekmek veya yufka içine konularak yendiği gibi; tuz, zeytinyağı, limon veya sirke ile karışık salata da yapılır.
Otlar
Toklubaşı, sirken
Kullanılması
Yıkanıp haşlanır, sıkılır ve kıyılır. Yağ, soğan, salça ve baharatla kavrulup üzerine yumurta kırılır.
Otlar
Hardal ( yabani )
Kullanılması
Haşlanıp turşusu yapılır.
Otlar
Yarpuz
Kullanılması
Kurutulur, nane gibi çorba ve diğer yemeklerde kullanıldığı gibi çiğ olarak diğer yemeklerin yanında da tüketilir.
Otlar
Labada
Kullanılması
Ya haşlanıp kıyılarak pilav ve çorbalara katılır ya da haşlanmış yaprakları pirinç, bulgur, irmik, tuz ve zeytinyağı ile hazırlanan içle dolma yapılır.


Doç. Dr. Bahtiyar ÜNVER

17 Aralık 2010 Cuma

16. YÜZYILDA KÜTAHYA SANCAĞI

XVI. YÜZYILDA KÜTAHYA SANCAĞI
Erzurum 1980


Sf. 60- II. Bayezid devrinde tanzim edildiği tahmin edilen bir defterde Kütahya Sancağı'nın kazaları olduğu anlaşılan şu isimler kayıtlıdır. Gediz, Eğrigöz, Simav, Güre, Kula, Uşak, Lazkiye, Honaz, Homa, Geyikler.( BA, Maliye, nu.152, vr.3b.vd. )
II. Bayezid devrine en yakın tarihte tanzim edilmiş olan h. 919/1513 tarihli Anadolu'daki kadılıkları ihtiva eden bir defterdeki ( TSMA, nu. D. 929 ) Kütahya Sancağı'nın kazaları karşılaştırılmak suretiyle bir fikir edinilebilir.

Sf. 62- XVI. yüzyılda Kütahya Sancağının kazalarını açık ve kesin olarak tespit edebildiğimiz ilk tarih h. 919/1513 tür.Bu küçük deftere göre Kütahya livasının kazaları şunlardır.
...
...
...
Kaza-i Homa

Sf. 64- B tahririne göre Kütahya sancağının kazaları şunlardır:
Merkez kazası Kütahya
Lazkiye-Donuzlu, Denizli
Gediz
Eğrigöz
Güre
Simav
Kula
Uşak
Homa ve Geyikler
Honaz
Şıhlu-Işıklı

Sf. 65- ... 1513 tarihli cetvelde Homa müstakil bir kaza iken B tahririndeHoma ve Geyikler birlikte bir kadılık bölgesi olmaktadır.

Sf. 67- ... C tahririne göre Kütahya livasının kazalarında bazı değişiklikler olduğu görülmektedir.
...
...
...
Kaza-i Homa

Sf.68- ... B tahririnde Homa ve Geyikler bir kadılık bölgesi iken, C tahririnde Homa müstakil bir kazaya dönüşmüştür.

Sf. 69-70- Yine Kanunî devrine ait olduğu tahmin edilen C tahriri dediğimiz devreye ait, Başbakanlık Arşivinde tapu defterleri fihristinde 369 numarada kayıtlı mufassal bir evkaf defteri mevcuttur. Bu defterde de Kütahya sancağının kaza ve nahiyelerini görmek mümkündür.
Bunlar: Kütahya, Honaz, Homa ve Geyikler, Şıhlu, Güre, Simav, Uşak, Lazkiye ve Kula'yı kaza olarak; ... kayıtlıdır.

Sf. 72-73 D tahririne göre evahir-i zilhicce 978/Mayıs 1571 tarihinde tamamlanan tahrire göre Kütahya sancağının kazaları şunlardır:
Kütahya
Eğrigöz-bugünkü Emet
Simav
Güre ve Selendi
Kula
Lazkiye-bugünkü Denizli
Honaz
Homa ve Geyikler-bugünkü Dinar
Şıhlu-Işıklı
Uşak
Gököyük

Sf. 75- D II tahririnde de Kütahya livasındaki vakıflar dolayısıyla bir kısım kaza ve nahiye isimlerini bulmak mümkündür. Bunlar da ..., Homa ve Geyikler, ...'dır.
II. Selim zamanında 1571 tarihli D tahririne göre Kütahya sancağının kazaları ile, Kanunî devrine ait C tahririne göre livaya bağlı kazalar karşılaştırıldığında şu husus ortaya çıkar.... C tahririne göre Homa müstakil bir kaza iken D tahririnde Homa ve Geyikler bir kadılık bölgesidir.

Sf.76-77- ... Kanunî devrindeki C tahririnde 9 kadılık bölgesine ayrılan Kütahya sancağının, II. Selim zamanında 1571 tarihindeki D tahririnde 12 kadılık bölgesine ayrıldığı görülmektedir. h. 919/1513 tarihinde 10 kazadan meydana gelen bu sancağın B tahririnde 11 kaza olduğu tesbit edilmektedir.
XVII. yüzyılda Müneccimbaşı, Germiyan-oğulları başlığı altında Germiyan-ili'nin şu mevkileri içine aldığını kaydetmektedir. ... Dazkırı ( Şimdi Dinar'a bağlı ), Geyikler ( Dinar ), Homa, ..., Dinar maa Eşme, ...( Dinar maa Eşme İnay maa Eşme olacak. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Tarihte Kütahya Şehri eserinin 68. sayfasının 13 nolu dipnotunda: " Bunu Camiüddüvel ( Dinay )yazmışsa da doğrusu Eşme kazasındaki ( İnay ) dır. " diyor.M.D.Aykanlı )
Evliya Çelebi h. 1082/1671 yılında Kütahya'yı ziyaret etmiş ve burası hakkında çok güzel bilgiler vermiştir. Evliya Çelebi Kütahya sancağının 24 kadılık yer olduğunu yazarak kazalarını; ..., İnay ( bugün Eşme'ye bağlı bir köy ), Eşme,..., Dazkırı, Soma ( Homa olması gerekir ), ... olarak zikreder.


Sf. 304-305-306- HOMA VE GEYİKLER

... Homa ve Geyikler XVI. yüzyılda kaza olarak görülmektedir.
...
...
Nefs-i Geyikler ( Dinar ), A tahririnde, 1 mücerred, 1 hatib, 3 emin-i muhassıl, 1 müezzin, 9 çift, 8 nîm, 26 bennak, 3 kara olarak 44 hanedir.
B tahririnde 35 hane, 5 kara, 7 mücerred, 2 emin-i muhassıldan meydana gelmektedir.
C tahririnde, 56 hane, 6 mücerred, 1 müezzin, 1 kethüdadan teşekkül etmektedir.
D I tahririnde 123 hane, 3 mücerreddir.
Nefs-i Geyikler'in B tahririne göre vergi hasılatı 3.454 akça, C tahririnde 5.589 akça, D I tahririnde 8.200 akçadır.
1513 tarihinde yalnız başına Homa bir kazadır ve Homa kadısı İskender'in günlüğü 13 akçadır. 1534 tarihlerinde Homa kadısının yevmiyesi 25 akçadır. Tahrir defterlerinden Homa ve Geyikler'in beraberce bir kadılık olduğu anlaşılmaktadır.

... Dinar'ın ( Geyikler ) 1975 merkez nüfusu 19.873'dür.

Sf. 315- PAZARLAR

1571 tarihinde sancağın 37 pazarının dağılımı şu şekildedir.
...
...
...
Homa ve Geyikler 2



Dr. Mustafa Çetin VARLIK

16. YÜZYILDA KÜTAHYA

TÜRKLÜK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ Sayı : 2 1988
Marmara Üni. Fen-Edebiyat Fak.



XVI. Yüzyılda Osmanlı İdari Teşkilatında Kütahya ( Sf. 201-239 )


Sf. 226- II. Bayezid devrinde tanzim edildiği tahmin edilen bir defterde Kütahya Sancağının kazaları olduğu anlaşılan şu isimler kayıtlıdır. Gediz, Eğrigöz, Simav, Güre, Kula, Uşak, Lazkiye, Honaz, Homa, Geyikler (21)
II. Bayezid devrine en yakın tarihte tanzim edilmiş olan h. 919/1513 tarihli Anadolu'daki kadılıkları ihtiva eden bir defterdeki (22) Kütahya Sancağının kazaları karşılaştırılmak suretiyle bir fikir edinilebilir.

21 BA, Maliye, nu. 152, vr. 3b. vd.
22 TSMA, nu. D. 929


Mustafa Çetin VARLIK

16. YÜZYILDA KÜTAHYA SANCAĞI'NDA YERLEŞME VE VERGİ NÜFUSU

XVI. YÜZYILDA KÜTAHYA SANCAĞINDA YERLEŞME VE VERGİ NÜFUSU
BELLETEN C. LII/202, Nisan 1988 Sf. 115-167

Sf. 163- ... Gümüşsu ( Homa ) bucağının 1980 sayımına göre nüfusu 1.866'dır. Dinar'ın ( Geyikler ) 1980 merkez nüfusu 20.869'dur.

SANCAĞIN TAHMİNİ NÜFUSU

A tahriri dediğimiz, II. Bayezid devrine muhtemelen XV. yüzyılın sonlarına aid olan defterin baş kısmı, eksiktir. Doğrudan doğruya Simav diye başlamaktadır.
Sadece Simav, Gediz, Kula, Güre, Selendi, Uşak, Şıhlu, Homa ve Geyikler'i ihtivâ eden, bu defterde vergi nüfusu olarak muaflar ile birlikte 14.549 hâne ve 1.847 mücerred kayıtlıdır.
1520 tarihli deftere göre Kütahya Sancağı'nda, vergi mükellefi olarak 41.638 hâne ve 7.237 mücerrid hesapladık. Bunları topladığımız zaman avarız hâne, muaf ve mücerredler 48.875 neferen etmektedir.

M. Çetin VARLIK

12 Aralık 2010 Pazar

AFYON'DA DİNARLI MEDRESESİ

ÖMER FEVZİ ATABEK VE AFYON VİLAYETİ TARİHÇESİ

Sf.XIII- Tekke ve Medreseler

Dinarlı Medresesi

Mahalle: Sinan Paşa

Medresenin ismi: Dinarlı-Zâde Dâ'iresi

Medresenin Yeri: Otpınar Câmi' Kıblesinde

Son Müderrisi: Hacı Hamzazâde Hacı Nuri Efendi

Dersane: 2

Oda: 6

Kapandığı Yıl: H. (1343), M. 1924'de kapatılmıştır

Mülahazât: Yeri (Hâke) katılmıştır



Yrd. Doç. Dr. Turan AKKOYUN

8 Aralık 2010 Çarşamba

16. VE 17. YÜZYILLARDA GEYİKLER

16. ve 17. YÜZYILLARDA LAZIKIYYE ( DENİZLİ ) KAZASI

Türk Tarih Kurumu 2000

Sayfa 49- XV. asır sonlarına ait olması gereken , eksik olduğu için Lazıkıyye kazası bulunmayan mufassal defterde Kütahya sancağına bağlı olarak, nahiye adı altında, sırasıyla Simav,Gedus, Küre, Kula, Uşak, Şeyhlü ve Homa kazaları kaydedilmiştir. Araştırmaya esas teşkil eden kazayı da ihtiva eden 1520 tarihli deftere göre Kütahya sancağı, Kütahya, Gedus, Eğrigöz, Küre, Simav, Kula, Uşak, Donuzlu, Şeyhlü, Homa ve Geyikler ile Honaz kazalarından müteşekkildir. Bununla birlikte, 1530 tarihli icmal defterde, bazı değişiklikler sonucunda, Kütahya sancağına bağlı olarak, sırasıyla Kütahya, Lazıkıyye, Şıhlu, Uşak, Eğrigöz, Simav, Honaz, Küre ve Selendi, Kula ve Homa olmak üzere sadece dokuz kaza kaydedilmiştir. Livâya bağlı kaza sayısının 12'ye çıkmış olduğu 1571 tarihli mufassal defterde ise, Kütahya, Eğrigöz, Simav, Gediz, Küre ve Selendi, Kula, Lazıkıyye, Honaz, Homa ve Geyikler, Şıhlu, Uşak ve bu tarihte Lazıkıyye'den ifraz olunarak müstakil kadılık haline getirilmiş Gököyük kazaları tespit edilmiştir.
Durumun önemli ölçüde değiştiği XII. asırda Müneccimbaşı, Germiyan ilinin, Kütahya, Uşak, Gediz, Selendi, Kula, Küre, Tavşanlı, Simav, Eğrigöz, Ezîne ( Sarayköy ), Banaz, Baklan, Donuzlu, Honaz, Dazkırı, Geyikler, Homa, Gököyük, Çarşamba ( Buldan ), Dinar ma'a Eşme ve Şıhlu kazalarını içine aldığını kaydetmektedir ( Camiü'd Düvel'den nkl. M. Ç. Varlık, " Kütahya ", s. 235 ). ( Dinar ma'a Eşme, İnay ma'a Eşme olacak. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Tarihte Kütahya Şehri eserinin 68. sayfasının 13 nolu dipnotunda: Bunu Camiüddüvel ( Dinay ) yazmışsa da doğrusu Eşme kazasındaki ( İnay ) dır. " diyor. M. Doğan Aykanlı ) Buna karşılık 1571'de Kütahya'yı ziyaret etmiş olan Evliya Çelebi ise, sancağın Denizli ve ondan ifraz olunmak suretiyle daha önce müstakil kadılık haline gelmiş olan Gököyük, Ezîne ve Çarşamba da dahil olmak üzere toplam 24 kadılık yer olduğunu belirtmektedir ( Seyahatname, IX, s. 26-27 ).
Zikrolunan asır ile ilgili bu bilgileri Kütahya livâsının da dahil olduğu avarız defterinden kontrol etmek mümkündür. Nitekim Evliya Çelebi'nin Kütahya'yı ziyaret ettiği 1571'den bir yıl sonra 1083 ( 1672-73 ) yılında tanzim edilmiş olan deftere göre, Kütahya livâsının Kütahya ma'a Tavşanlı, Ezîne, Gököyük, Çarşamba, Baklan, Şeyhlü, Çal, Uşak, Banaz, Sirke, Eşme, İnay, Dağardı, Selendi, Çakırca, Küre-i Selendi, Honaz, Geyikler, Lazıkıyye, Dazkırı, Homa, Simav, Eğrigöz, Kula, Bozguş, Toplu ma'a Osmaneli ve Gedus olmak üzere toplam 27 kazadan müteşekkil olduğu anlaşılmaktadır....

Turan GÖKÇE

22 Kasım 2010 Pazartesi

AFYON İLİ TARİHİ'NDE DİNAR

AFYON İLİ TARİHİ Cilt: I
Karınca Matbaacılık 1971


Sf. 57-58- Seha Irmağı Krallığı ve Memleket:

Büyük İkinci Arzava seferini söz konusu yaparken anlatılan Seha Irmağı Krallığı da, Afyon İli ile ilgilidir. Seha Irmağı sözünden hemen bir mitolojik efsane akla gelmektedir. Efsane şöyledir:
« Yunanlıların güzel san'atlar ve güneş tanrısı Apollo lir çalar ve musikide kendisine üstün gelecek bir kimsenin olmadığını savunurdu. Gelene ( Apamea-Dinar İlçesi ) de yaşayan MARSİYAS kavalı ile musikide ün saldığını öğrenince o'nunla yarışmak üzere Gelene'ye geldi.Yarışma sonunda Marsiyas üstün gelince, Çok kızan Apollo Marsiyas'ı tutturup diri diri bir meşe ağacına astırıp derisini yüzdürür. Ölüsünü şehrin içindeki nehre attırdığı gibi derisini de tulum yaptırıp suyun başındaki mağaraya astırır. Bundan sonra nehire Marsiyas adı verilir. »
Gelene halkı Marsiyas'ı ilâh olarak kutlular. Adına sunaklar yaparlar. Dinar İlçesi'nin içinden geçen Suçıkan ırmağı Gelene halkı tarafından kutlu sayıldığı gibi Marsiyas adına şehir paralarında resimlerini basarlar. Marsiyas Gelene ve daha sonraki Apamea şehrinin tanrısı olur.
Mar, deniz veya su Siya, Seha S, Yunanca isim eki olarak analiz edilirse - ki tamamiyle doğrudur - Marsiyas, Seha Irmağı Beyini andırmaktadır. Seha Irmağı bugünkü Menderes Nehri demek olur. Bu Krallığın buradan yani Dinar'dan başlayarak bütün Menderes boylarını içine aldığı anlaşılıyor. Bu krallığın ilimiz içindeki kısmı Dinar ve Tazkırı ovaları ancak Mira Kuvalya Krallığının yıkılışından sonra katıldığı ve pek kısa bir çağ Seha Irmağı Krallığında kaldığı düşünülebilir. Şu halde memleket bugünkü Denizli ( Tavas ve Acıpayam İlçeleri hariç ) ve Aydın ilidir.
...
...
...
...
...
...
Sf. 59- ... Bir Yunan efsanesine göre güzel san'atlar ve güneş tanrısı ( bir Aka Kralı ) Apollo Darsivas'ı ( Seha Irmağı Beyini ) Gelene şehrinde bir musiki yarışması sonunda büyük bir meşe ağacına astırıp derisini yüzdürmek suretiyle ortadan kaldırmıştır. Ölüsünü Gelene ( Dinar şehri ) içinden geçen nehire attırmıştır. Gelene halkı bu anıyı yaşatmışlar, paralarında Marsiyas'ı kaval çalan ve harmaniyesini savura savura dolaşan bir genç olarak göstermişlerdir. Yunanlılar ise kollarından ağaca asılmış bir ihtiyar olarak heykellerini yapmışlardır. Bu biçimde Marsiyas'ın İstanbul ve İzmir Müzelerinde birer heykelleri vardır. ( İstanbul Müzesindeki Heykelin resmine bakınız Şekil: 19 ) ...
Büyük tarihçi Herodot Marsiyas'ın tulum halinde şişirilmiş derisini Marsiyas ( Suçıkan ) kaynağında bulunan mağarada asılı olarak görüldüğünü yazar. Seha Irmağı Beyliğinin hangi tarihte ortadan kalktığını bilemiyorsak da Milâddan önce 1200 yıllarında olmak gerekir. Seha Kralları Dinar ve Tazkırı bölgesini ancak 40-50 yıl kadar yönetimlerinde tutabilmişlerdir...

Sf. 67- 7- GELEİNOS:

Turoya savaşlarında Dardanosların dostu olarak yardımcı kuvvetlerde savaşa katılan Ahiya ( Aka-İyon ) prenslerindendir. Mitolojik bir efsane ( masal ) ye göre Poseydon'un Danae'den olma oğludur. Turoya savaşı sonunda İç Anadoluya çekilerek kendi adına Afyon ili Dinar ilçesi yerinde Geleine şehrini kurmuştur. Geleine şehri halkı şehrin tanrısı olarak kutsal tanımış - Geleinenin yanı başında kurulan Apameia şehri halkı da - bunu benimseyerek yarı egemen olduğu ilk Roma çağlarında basılan paralarına, büst ve boy resimlerini koymuştur. ( Adı geçen Frikya sikkeleri kataloğu, No. 72, 117, 185, 190 ).

Sf.69 - 11- EUPHORBOS ( Oforbos ):

Turoya savaşlarında Dardanoslu bir savaşçı olup Panheos'un oğludur. İlyada destanında:
«... ...
...
Pantheos oğlu Euphorbos'tu bu,
...
...
Geri çekilirken vurdu Euphorbos'u
Boynunun dibinden.
Euphorbos gürültü ile yıkıldı, yere
Şangırdadı üstündeki silâhları
Atreos oğlu Manelaos öyle vurdu Euphorbos'u .. »
Diye pek güzel anlatılan bu çarpışmada Kral Manelaos'un arkadan attığı kargı ile düşen Euphorbos ( Oforbos ) birliği savaş sonunda çekildiği İç Anadoluda Afyon ili Dinar ilçesi Haydarlı bucağında ( Çul ovasında ) Göçerli köyü ile Tatarlı arasında Nemrud mezarlığı adı ile ün alan yerde adına bir şehir kurdular: Euphorbium... Bu küçük şehrin para basmadığı anlaşılıyor. Son günlerde Göçerli topraklarında şehrin yer altı mezarlığı ( Nekropol ) meydana çıkmıştır. Ovada halkın Nemrud Mezarı dediği bu kalıntılar bu kahramanın adına yapılmış bir mezar ( mezole veya temülüs )olabilir. Kınık köyünde 1,5 kilometre kuzeyde dağ eteğinde Bırçakçı öreni bu bakımdan ileri sürülebilir (1).
(1) Kınık köyüne yakın bir Firik Çağı Temülüsü bulunmuş ve Afyon Müze Müdürlüğünce 1970 yılında açılıp incelenmiştir. Temülüste mezar odası duvarları ardıç ağacı kalaslarla kaplı ve üzerlerinde Firik biçimi savaşçı ve Firik sfenksleri resimleri boya ile işlenmiştir. Kalaslar Afyon Müzesine getirilmiştir. Monte edilecektir.

Sf. 71- ...
Turoya ( Truva ) savaşları sonunda ...
... Hemen hemen her ovada bir egemen derebeyi ve federatif bir Firikya krallığı kurulmuştur. .... Şehirlerin pazar yerlerinde ve tapınaklarda söylene gelen geçmiş zaman hikâyeleri ve mitolojik efsanelerin ışığı ile çıkarabildiğimiz tarihî olaylara geçiyoruz. Bu masalları tarih sırasına sokmaya çalışacağız:

1- Geleine'de MEANDR:

Geleine ( Gelene )'de şehrin içinden geçen Marsiyas ( Suçıkan ) ırmağından başka efsanelere karışan ikinci önemli su Menderes nehridir. Dinar ilçesindeki Menderes ırmağı beş büyük sudan ( kaynaktan ) meydana gelmiştir: 1- Suçıkan ( Marsiyas ), 2- Anabenon. Kaynağına dolaşıp gelen anlamına gelen bu su, Dinar ilçesinin güney doğsunu kapayan Aydoğmuş yamaçlarında, dağın arkasındaki Karakuyu veya Çapalı gölünden yer altı yarıkları yolu ile beslenen Arapışık kaynaklarıdır. Kaynağın hemen altında bir gölcük yaptıktan sonra taşarak önce güneye, sonra batıya kuzeye yönelerek hakikaten kaynağı altındaki şehrin önlerine gelen bu Anabenon suyu, sonradan Menderes adını almıştır. Dinar ovasından 78 metre kadar yüksekten çıkan Arapışık gölü şimdi kurutulmuş, suları kanallarla Dikici değirmenleri ile arazi sulama kanallarına çevrilmiştir. Bu su Menderes adını tâ Ege kıyılarında denizi bulana kadar taşır. Adını mitolojik bir olaydan almaktadır. Efsane şöyledir:
« Geleine'de kral olan ve Serkafos'un Anaksi'den doğma oğlu Meandr, bütün Firikya'yı egemenliği altına almak için genel başkent Pessinüs ( Eskişehir ili Sivrihisar ilçesinde Balahisar köyü mevkii ) şehrine savaş açar. Savaş sırasında Tanrılar Anası Kybele ( Gübele )'ye yalvarır, savaşı kazanırsam beni bunun için kutlayacak ilk kimseyi kurban edeyim, diye adak adar. Pessinüs şehrini alarak Gelene'ye geri döndüğünde karşılama töreni sırasında kendisini ilk olarak oğlu Arhelaos ile kızı ve annesi kutlamaya koşarlar. Kaderin bu acı cilvesi ile ne yapacağını şaşıran Meandr sonunda delirerek kendisini şehrin altından akmakta olan Anabenon ırmağına atarak kendini öldürür. Bu olaydan sonra nehire Meandros ( Menderes ) adı verilir.»
Gelene halkı ve sonra onun yanı başında kurulan Apameia halkı, nehir ve su tanrısı olarak kutlar ve adına kült ve tapınaklar kurarlar. Meandr ( Menderes ) tanrısı, havuz başlarında kolunun altında devrilmiş bir destiden su akan , yaşlı uzanmış bir ihtiyar biçiminde yapılan heykelleri bütün Menderes nehri boylarındaki şehirlerde su ve nehir tanrısı olarak kutlanmış ve Milâdi 4. yüzyılı kadar kaplıca ve hamamlarda havuz başlarında heykelleri yapılmıştır. Ayrıca şehirlerin sikkelerinde de bu biçimde kabartma resimleri basılmıştır.
Menderes'in bu heykellerinden ikisi İstanbul ve İzmir Müzelerindedir. ...

Sf. 72- Gelene'de LİTERSES:

Firikya kralı 2. Midas'ın oğludur. Kral Midas Pessinüs'te yenilince ordusu ile Yazılıkaya kalesine çekilmiş olduğunu düşünmek yerinde olur.
Meandr'ın ölümü üzerine ordusu ile gelerek Gelene krallığını yönetimine almış ve genel vali olarak oğlu Literses'i Gelene'de bırakmıştır.
...
... prens Literses, şehri genişletmek ve zenginleştirmek için şehrin nüfusunu artırmaya çalışmış, gelen yabancılara yer göstermiş, kalenin önünde şehir kurmalarına yardım etmiştir. Ancak gelen yabancıların çiftçilik ve harman işlerinde kendi topraklarını işlerken yardım etmelerini şart koşmuştur. Böylece Gelene kalesi öünde yepyeni bir şehir doğmuştur. Nüfus artmış, özellikle Hitit krallığı devrindeki ticaret yolu Gelene'den geçirilmek suretiyle zengin bir ticaret ve sanat hayatının doğmasını sağlamıştır. Bu yeni şehir şimdiki Dinar ilçemiz içinde Suçıkan deresinin güneyinde ve kale olan Tekke mahallesi altında kurulmuştur. Açık bir şehir idi.
Gelene'de Literses zengin bir hayat sürmüştür. Şehirde yerleşen yabancılardan çift ve harman işlerinde kendisine yardımdan kaçanları idam edecek kadar şiddet gösteren Literses, bir efsaneye göre, Akaların ( Yunanlıların ) kuvvet ve seyahat tanrısı Herkül tarafından öldürülerek yabancıların öcü alınmış; diğer bir söylentiye göre de Firikya büyük kralına karşı baş kaldırdığı için cezalandırılmış, ölüsü Menderes'e atılmıştır.
Halkın korku ile karışık sevgisini kazanan Literses adına yakılan türkü ve ağıtlar özellikle orak zamanında işçiler tarafından söylene söylene Yunan mitolojisine geçmiştir. Adonis efsanesinde olduğu gibi, gûya Literses, kışın ölüp, yazın dirilen bitkilerin tanrısı olmuş ve Gelene halkı tarafından kutlanmıştır. Zamanında Gelene şehri ( Dinar ) hayli gelişmiş, tüccar ve sanatkârların, kervancıların toplandığı önemli bir merkez olmuştur. Bu olayı tasara Miladdan önce 1050 yılına koyabiliriz.
Yunan mitolojisinde Geleneli iki müzik üstadı daha ün almıştır. Birisi ünlü Marsiyas'ın oğlu Olimpos'tur. Olimpos Yunanistan'a giderek flütü ile Yunanlılara flüt çalmasını ve ölü törenlerinde çalınan ağıtlarının bestelerini öğretmiştir. Bu besteler pazar yerlerinde kör şarkıcılar tarafından halka yayılıyordu. Olimpos; Hermatios adında birisine yakıp söylediği bir matem nağmeleri ( ağıt-mersiye ) pek çok söylenmiş, ün salmıştır.
Diğer müzik üstadı Hyagenis ( Hiyagenis ), Gelene çevresindeki gölcüklerde yetişen kamıştan flüt yapmasını ilk kez bulan biri olarak ün almıştır. Burada flüt deniyorsa da, bunun Ney ve onun küçüğü Nısfiyeyi hatırlamamak elden gelmiyor. Firikya'da cenaze törenlerinde flüt, ney, çalpara ( zil ) ve dümbelekten kurulmuş saz ile ağıtlar çalınıp söyleniyordu. ...

Sf. 75- 3- Gelene'nin başkent oluşu:
... Milâddan önce 8. yüzyılın ortalarında kral Gordius ölünce, yerine 3. Mida (s) geçti. Bu kralın çağı, Firikya'nın altın çağı en parlak ve en geniş çağı olmuştur. Kral Midas ilk iş olarak o günkü dünya ticaretinin ana yolu -eski kral yolu- üzerinde Literses'in geliştirdiği, sularının bolluğu, mevkiinin güzelliği ve topraklarının bereketi ile ün alan Gelene ( Afyon Dinar ilçe merkezi ) ye başkenti taşımak oldu. Orasını yeni barajlar, kanallar, tapınaklarla süsleyerek daha çok geliştirdi. Saraylar ve av bahçeleri yaptı.

Sf. 77- 4- Anhoros efsanesi:

Kral 3. Midas Gelene'de yerleştikten bir süre sonra, şehirde büyük bir deprem oldu. Bir efsaneye göre bu depremde Gelene'de büyük yarık açılarak yarıktan sular fışkırmış ve kale önündeki açık şehir olan yeni Gelene'yi sular kaplamış, evler suların içine gömülüp kalmıştır. Bu felâket üzerine kral 3. Midas tanrılara danışmak için Baba İlah Tapınağına koşmuş, kâhinlerin aracılığı ile çare aramıştır. Kâhinler:
- Kral en kıymetli şeyini yarığa atarsa sular çekilecektir, diye karşılık vermişlerdir. Çok zengin olan kral Midas hazinesindeki elmasları yarığa atmış, sular çekilmemiş, altınları atmış yine çekilmemiş; bu töreni atının üzerinde yöneten kralın büyük oğlu Anhoros kızarak atını sürünce derhal sular çekilmeye başlamış, böylece kralın en değerli varlığı sevgili oğlu prens Anhoros olduğu anlaşılmış.
Kral Midas,sular çekildikten sonra bu yarık üzerine Baba ( Zevs-Jüpiter ) için altından bir mihrap yaptırdığı gibi, şehri eskisinden daha güzel olarak onarmış imiş. Bu masal Gelene'de Kral Midas'ın ne kadar yapım ve bayındırlığa önem verdiğini gösteriyor.

5- Midas'ın zenginliği:

Yine bir efsaneye göre Kral Midas zengin ve varlık içinde geçen yaşayışını süslemek için şarap tanrısı Baküs ( Dionizos ) şenliklerini yurduna sokarak Bakusu sevindirmiş ve ilâh da kendisinden, ne dilersen dile benden diyerek duasını onaylayacağını bildirmiştir. Bunun üzerine kral Midas « Her dokunduğum altın olsun » demiş. Bakus bu duayı onaylayınca da sarayında ne gibi eşya varsa dokunup altın yapmaya başlamış. Kral Midas sevinçle bu işleri görürken sevimli küçük kızı bahçeden kopardığı güzel güllerden bir demet ile gelerek demeti babasına sunmuştur. Küçük prensesin bu davranışı hoşuna giden Midas, alıp gülleri koklamak için burnuna götürünce, acı hakikati anlayıvermiş. O güzelim kokulu güller o anda altın olduğundan ne koku kalmış, ne de yumuşaklık ..Kaskatı altından güllere şaşıran Midas asıl felâketini yemek sofrasında anlamış. Her ağzına götürdüğü lokmanın da altın olması ile aç kalmak korkusu başlamıştır. Hemen tapınağa koşmuş, bu belâdan kendisini kurtarmaları için tanrılara yalvarıp yakarmış, sonunda kâhinler, « Kral, Paktol - Gediz- ırmağında yıkansın, geçer » demişlerdir.

Sf. 81- Yazılıkaya Kübele mihrabı Midas tarafından yeni kral olduğu yıllarda yâni Milâddan önce 750 yıllarında Tanrıçaya kulluk ve saygı için yapmıştır. ...
Kral Midas, Eolye şehirlerinden Gime kralı Ağamemnun'un çok güzel ve akıllı olduğu söylenen kızı Hermodike'yi oğluna alarak onunla dünür olmuştur. Prenses Hermodike'nin kocasının adı bilinmiyor. ... Anhoros veya onun küçük kardeşlerinden Gordiyos olmalıdır. Prens babasının yerine geçtiğinde Hermodike de kraliçe olmuştur. Milâddan önce 700 yılarında Gelene'de Firik krallığı tahtında oturuyorlardı. Bunun yerine oğlu 4. Midas tahta geçmiştir.

Sf. 83- Son Krallar ve Firik Devletinin Yıkılışı:

Kral Midas'ın ölümünden sonra Firikya tahtına geçen oğlu Anhoros veya Gordios'un ve onun oğlu 4. Midas'ın çağı durgun geçmiş, yurdun korunmasına, askerliğe önem verilmemiş, Gelene'de eğlencelerle gün öldürülmüştür. Önem verilen biricik şey ticaret ve devlet geliri idi.
Midas 4. ün çağında ... Kafkaslardan ve Boğazlardan Anadoluya saldıran göçebe İskit uluslarından Kimerler, ... Paflağonia ( Kastamonu bölgesi ) taraflarına girdiler. 4. Midas bu çığ gibi ülkesine çullanan güçlü kahraman kadınlı erkekli savaşçılara karşı koyamadı. Gelene'ye ( Dinar'a ) kaçarak burada boğa yılanı kanı içerek kendisini öldürdü. Yerine kardeşi Adrast'ı tahta çıkardılar. o da Kimerleri durduramadı. ... Kimerler Gelene önüne gelince, Adrast her şeyi bırakarak Sard şehrine kaçtı. ...
... Lidya Devleti Batı Anadoluda Firik devletinin yerine geçti. Yüksek egemenlik Lidya krallarında olmak üzere Firik prensleri bir süre daha Gelene'de oturdularsa da ancak derebeyi durumunda yaşadılar. ...
S. 130- ... Dara, İskitlerle savaşmak için ... ordusunun toplanıp Trakyaya geçişine kadar bir süre Gelene ( Dinar ) şehrinde oturdu.
Dara'ya Gelene'li bir tüccar prens olan Pythios altından yapılmış bir meşe ağacı ile bir üzümleriyle asma hediye etmiştir. ... Dara dönüşünde de bir süre Gelene'de oturdu. Yerine geçen oğlu Serhas babasının açtığı bu savaşlara devam etti. Serhas büyük bir ordu ile Sus'tan hareket ederekMilâddan önce 480 yılında Gelene'ye geldi ...

Sf.131- ...
Serhas, Gelene'den ordusunun araç ve gereçlerini bütünledikten sonra Ege kıyılarına doğru Anava ( Tazkırı ilçesi Sarıkavak köyü ) yolu ile gitti. Dönüşte de aynı yoldan Gelene'ye geldi. Burada uzun zaman oturdu. Kendisine Marsiyas ( Suçıkan ) kaynağının karşısında bir saray yaptırdığı gibi, tepenin en üst yüksek yerine de ayrıca bir iç kale ( Akropol ) yaptırdı. Eski kaleyi de yeniledi. Böylece Gelene çok güçlü bir kaleyle bezenmiş oldu. Sarayın ve yeni iç kalenin olduğu tepe herhalde Üçlerce Tepe idi. Saray bu tepenin ovaya bakan, Ilıcasu yöresinde ve çok güzel görüntülü yerinde idi.

Sf. 131- 3- Genç Keyhusrev Gelene satrabı:

İran imparatoru Serhas'ın ölümünden sonra yerine oğlu Erdeşir ve ondan sonra 2. Darius ( Dara ) geçmiş idi. 2. Dara Milâddan önce 407 yılında genç oğlu Prens Kurus'u ( Keyhusrev'i ) Anadolu satrabı yaptı. Genç Keyhusrev, satraplık merkezini Sard şehrinden Gelene'ye kaldırdı. Gelene'de ( Dinar'da ) Menderes kaynaklarında ( Arapışık ) üzerinde bir saray yaptırdı. Bu saray çevresindeki ormanı av bahçesi yaptı. Bu av parkı geniş bir alanı kaplıyordu. Genç Keyhusrev burada atlı, av gezintileri düzenleyor, spor yapıyordu. Park av kuşları ve vahşi hayvanlarla dolu idi.

Sf. 138- İran ( Pers ) yönetiminin son günleri:

Genç Keyhusrev'in kardeşi üzerine ayaklanması geniş satraplığın kötülüğünü ortaya koymuş olduğundan Asya satraplığı Kapadokia, Büyük Firikya, Lidya ve Helespont olmak üzere dört satraplığa ( Derebeyliğe ) ayrılarak Büyük Firikya'nın yalnızca bir satraplık olması uygun görüldü. Erdeşir'in Helespont satrabı olan general Tisafernes bu atamayı tanımayarak Gelene'yi ele geçirdi. Yeni satrap Tithreos, bunun üzerine gelerek Tisafernes'i Gelene'den çıkardığı gibi Kolos ( Honaz ) civarında yakalayarak başını kesti. Milâddan önce 396 yılında yeni satrap Firikya satrabı olarak Gelene'ye yerleşmiş oldu.
...
İskender, Gelene'ye geldiğinde Serhas'ın çok sağlam yaptırdığı kale önünde durdu. Gelene kalesini 1000 Karyalı ( Muğla yöresi ) ve 100 Yunanlı ücretli asker korumakta idi. Gelene'nin en son derebeyi Aliyes, İskender gelmeden önce şehri bırakarak kaçmış bulunuyordu.
İskender Gelene şehri önünde 60 gün bekledi. Kaleyi bekleyenler, İran'dan yardım bu iki ayda gelmeyecek olursa kaleyi vereceklereni bildirdiler. Kan dökülmemesi için bu uygun görülmüş ve yollar kesilmekle yetinilmiştir. İskender , Milâddan önce 333 yılı bahar aylarında şehre girmiş, İran yönetimi sona ermiştir. Perslerin yönetimi 213 yıl sürmüştür. (1)
(1) Bibliyografya: Büyük İskender. Yazan: Droysen. Türçeye çevirisi Prof. Bekir Sıtkı Baykal. Ankara 1945, Cild 1, sayfa 90, ve cild 2 sayfa 48.

Sf. 139, 140- Afyon İlinde Helenistik Çağ

...
1- İskender'in gelişi ve yönetimi:

... Ağlasun da ele geçirildi. Askanios ( Burdur ) gölü kuzey kıyısından dolaşarak Firikya satraplığının başşehri Gelene ( Dinar ) Kalesi önünde durdu. ... İki ay sonunda Gelene kalesine girdi. 10 gün burada oturdu. Milâddan önce 333 baharının ilk günlerinde Firikya'nın eski başkenti ve Sakarya nehrinin kıyısındaki Gordiom'a doğru yola çıktı. Gelene'de Yunanlı birleşik kuvvetlere komuta eden General Antigon'u 1500 Makedonyalı koruyucu askerle birlikte Firikya satrabı olarak atadı ve Gelene'den eski kral yolundan doğruca Çul ovasındaki Metropolis'e ( Tatarlı'ya ), ... Gordiom'a ( Polatlı - Yassı Hüyük ) vardı. ...

Sf. 141- 2- Antigon ( Antigones ):

Büyük İskender ... Babil'de öldüğünde Asya İmparatorluğu ... 34 büyük Genel Valiliğe bölünmüş bir cihan imparatorluğu idi. Babil'de İskender'in yazıcısı Ömen, birliği sağlamak istemiş ise de, ... Antigones de İl merkezi Gelene'de egemenliğini ilân etti. ... Trakya'ya geçerek Makedonya tahtına oturdu. ...Ömen, Firikya'ya saldırmış ve Batı Firikya'yı ele geçirmiştir. Gelene şehri ile birlikte ... ele geçirmişti.
Antigon, doğudaki generaller ile savaşmaya giderken bıraktığı üç general; ... Ömen'i Firikya'dan atmak için durmadan savaşmışlar, sonunda Antigon da Doğudan gelerek Ömen'i Gelene'den çıkarmıştır. Ömen'in bu yönetimi batı Firikya'da bir yıl kadar sürmüştür.
Bundan sonra Antigon, Gelene ( Dinar )'de yerleşerek burasını krallığının başkenti yaptı.
... Ömen, Gelene'de oturduğu bir yıl içinde askerlerine geçim ödeneği olarak bölgedeki çiftlikleri satmış, bu kendinden ücret ödemeden asker beslemenin kolayını bulmuştur. ... Bu çiftlikler sağlam, dört duvar içinde evler ve ahırlardan kurulu birer küçük kale idi. ...

Sf. 144- 4- Antigon'un sonu ve İpsos meydan savaşı:

Antigon İskender'in yerine geçmek için sağa sola diğer generallere saldırdı durdu. Makedonya'ya girerek Makedonya tahtını ele geçirdi. Yerine oğlu Dimitros'u bırakarak milâddan önce 314 yılında Gelene'ye gelerek burasını büyük ülkesinin merkezi yaptı.
... Antigon'a karşı birleştiler. ... Birleşik orduların kendi üzerine geldiklerini öğrenen Antigon, oğlunu Gelene'ye çağırdı. ... Suriye'den gelen Selefkos ile ... ( Kapadokya yolundan ) Lizimahos orduları ... İpsos ( Çay ) şehrinde birleştiler. İki ordu arasında kalan Antigon'un ordusu yapılan kanlı savaşta perişan oldu. ... Bu savaş tarihte « İpsos Meydan Savaşı » diye ün almıştır. ...
...
Seksen dört yaşında ihtiyar Antigon, kazanacağını ummaksızın bu savaşa girmişti. Ordusu dağıldı. ...
Birleşik krallar Antigon'un ülkesini aralarında paylaştılar. Firikya Trakya kralı Lizimahos'un payına düştü.
İhtiyar ve hasta olan Antigon, ... Gelene'ye ( Dinar'a ) kaçtı. Antigon'un Gelene'de öldüğü ve bir temülüs mezara gömüldüğünü sanıyorum. Beni bu düşünceye sürükleyen, Dinar'da şimdiki Adliye ( eski halk evi ) yakınında bir resimli temülüs ön yüz üçgen çatı kısmı kapak taşının bulunmasıdır. Taşın üzerinde yalnızca bir baş kabartması vardır. Temülüsün büyük kesme taşlarla yapıldığı ve damını örten iki parça kesme taşın üçgen çatı boşluğu bu resimli taşla kapatıldığı anlaşılıyor. Resimli taş, şimdi Dinar belediyesi elektrik santralında saklanmaktadır. ..
Firikya'da ve Afyon ilinde Antigon yönetimi ancak yirmi yıl sürmüştür. Bu süre içinde Gelene'de yine büyük bir yer sarsıntısı olmuş ve biçok binalar yıkılmıştır.

Sf. 146- 5- Lizimahos yönetimi:

Lizimahos, Firikya'yı valilerle yönetmiştir. ... Selefkos ile arası açılmış, ... bütün Anadolu'yu Selefkos ele geçirmiş, Milâddan önce 281 yılında Lizimahos'un yönetimine son vermiştir. Görülüyor ki, Lizimahos'un yönetimi de ancak 20 sene sürmüştür.

...
Sf. 147- 7- Selefkoslar Yönetimi ve Apameia'nın kuruluşu:

Suriye kralı Selefkos ... Çanakkale'den Trakya'ya geçerken öldü. Yerine oğlu Antiochus Soter ( 1. Antiyohos ) geçti. Milâddan önce 281...
... Gelene şehrinin yanıbaşında ovada Marsiyas ( Suçıkan ) ile Menderes'in birleştiği yerde ve Marsiyas'ın iki yanında şehrin genel yapılarını yaptı. Bir Artemis ( Anaitis ) tapınağı, bir stadyum ( koşu ve spor yeri ), bir agora ( pazar yeri ) bunlardandır. Kurduğu şehre annesinin bir anısı olmak üzere APAMEİA dedi.
Apameia şimdiki Dinar kasabasının tam yerinde kurulmuştur. Stadyumu, Tekke mahallesinin aşağı eteklerinde otobüs garajından Suçıkan yatağına kadar uzanan yamaçta bulunuyordu. Etekteki evlerin bahçelerinde stadyumun seyirci basamaklarını 50 yıl önce görmüştüm. Agora ( pazar yeri ) ise aynı yere yakın şose köprüsü yanlarında olduğu, buradan bulunan bir yazılı taş ile anlaşılmıştır. Bu taş şimdi Belediye İtfaiye garajı önünde bulunmaktadır. Artemis Anaitis ( Duvaklı Artemis) tapınağı çarşıdan İncirlipınar'a giden yolda emekli öğretmen Cemil Bey'in bağı içindedir. Burası ve çevresi Dinar şehri imar haritasında arkeolojik alan olarak ayrılmıştır.
Apameia ( Apamya ) halkı, Gelene halkından meydana geldiğinden eski şehrin kutsal yerleri yine eskisi gibi Apamyalılar tarafından da kutlanmakta idi. Bu eski ilahların toplandığı tapınak ( Gelene Panteonu ) Tekke mahallesi ile Suçıkan yönünde uzanan ve aynı zamanda hem Suçıkan ( Marsiyas ) hem Meandr ( Menderes ) kaynağı Arapışık su başını gören tepecik üzerinde idi. Bu nokta Şemseddin Bey'in un fabrikasının tam üstüne gelmektedir. Bu tepeden atılmış ilah heykellerinden ikisi fabrika bahçesinde bulunmuş ve Afyon Müzesine kaldırılmıştır.
Antiyohos'un kurduğu diğer Apamyalardan ayırdedilmesi için buna Apamya Kibotos adı verilmiş ve yine satraplık, derebeylik merkezi olmuştur.

Sf. 148 8- Afyon İli Bölgesinde Karışık Yönetim Çağı:
...
...
E- Selefkosların son çarpışmaları: Suriye'de Selefkos krallarından 3. Antiyohos tahta çıkınca Anadolu'nun her yerini geri almak için yürüyüşe geçti. Bergama kalesinden geri kalan yerleri aldı ve Yunanistan'a geçti. Roma Cumhuriyeti, Bergama krallarının yardımına koştu. 3. Antiyohos orada yenilince Anadolu'ya çekildi. Apameia ( Dinar )'ya gelerek Bergama kalesini düşürebilmek için hazırlıklara başladı, asker topladı. Milâddan Önce 191 de kışı Apameia'da geçirdi. İlkbahar gelince Bergama'ya yürümek isterken, Roma ordusunun Anadolu'ya geçtiğini ve Efes ( Selçuk ) ve Magnesia ( Menderes )'yı aldıklarını öğrenip hemen karşı çıktı, burada da yenilgiye uğrayarak Apameia'ya kaçtı. Roma ordusuna elçiler göndererek sulh yapmak istediğini bildirdi. Roma ordusu komutanı Manlius, sulh isteklerini reddetti. Torosların ötesine kadar Asya'yı bırakmasını elçilere salık verdi. Antiyohos sulh yapabilmek üzere komutanlarından Musaeus'u elçi olarak Apameia'da bırakarak Suriye'ye çekildi. Tarihte « Apameia Andlaşması » adını alan konferansta Selefkoslar Firikya'yı bıraktıkları gibi, Roma ordusunun Galatya cumhuriyeti üzerine yapacağı sefere yardım etmeyi de yüklendiler. Roma komutanı aldığı yerleri Bergama krallarına bırakıyordu. Milâddan önce 189 da yapılan bu andlaşma ile Afyon ilinin kuzeydoğu ( Emirdağ ilçesi ) bölümü ise henüz Galatyalılar'ın elinde idi.

Sf. 150- 9- Manlius'ün Galatya seferi:

Manlius, ordusu ile Apamya'ya geldi. Buradan eski kral yolunu izleyerek ilerledi. Obrima suyunu geçti. Aulokra ( Dombay ) köyünde konakladı ( Çapalı gölü de aynı adı taşımaktadır ). Buradan anayolundan Çulovası'na girdi. Metropolis ( Tatarlı ) kasabasında konakladı. Manlius Metropolis'ten çıktıktan sonra ana yolu bırakarak -askerine yağmalatmak için- Synnada'ya ( Şuhut'a ) yürüdü. ...
... Galatlar yenilerek teslim oldular. Savaş sonunda Manlius aldığı yerleri Bergama krallarına bırakarak çekildi. Bu yürüyüş Milâddan Önce 188 yılında yapılmıştır. Böylece Afyon İlinin her yanı Bergama krallığı yönetimine girdi ve elli yıl kadar barış ve esenlik içinde geçti.
Bergamalıların bu elli yıllık yönetimi çağında yarı egemen şehirler gelişmelerini sürdürmüşlerdir. Özellikle Apameia ( Dinar ) şehri önemini arttırmış, diğer büyük şehirler Bergama, Tralles ( Aydın ), Laodikia ( Denizli-Eskihisar ) ile para anlaşmaları yaparak gümüş para bastı. Üç drahmilik ve adına Kistafor denilen bu paraların üzerinde şarap fıçısı ve birbirine dolanmış yılanlar figürü bulunuyordu. Apameia ( Dinar ) kendi adının ilk iki harfini bu sikkelerinde rümuz ( Monogram ) olarak şu biçimde kullanmıştır. Bu çeşit para basımı Apameia'da Milâddan Önce 188 yılından 133 yılına kadar 50 yıl sürmüştür. Üç drahmilik paranın yarısı - Yarım Kistafor- da basılmıştır. Apameia yine kervanların ve ticaret yolunun önemli konak yeri durumunu korumuştur.
...
...
Roma senatosunun gönderdiği komutan Akillius Bergama'da, ... savaşmak zorunda kaldı. Pont, Kapadokya, Paflagonya prenslerinin yardımı ile Bergama ele geçirildi. Akillius, Pont kralının bu yardımına karşılık ve büyük bir para ile küçük Firikya'yı - Apameia ve Synnada'yı- Pont kralı Mithridates ( Mihirdat ) V. e sattı. ( Milâddan Önce 129 ).
Küçük Firikya'yı kral Mihirdat V. ölünceye kadar yönetmiştir. Bu satışı Roma senatosu geçerli saymamış, Milâddan Önce 120 de Firikya'yı himayesine almıştır. Firikya'daki şehirler Apamya, Sinnada , Amoryom eyaletleri serbest şehir haline geldiler.
...
...

Sf. 153- 10- Pont krallığı yönetimi ve sonu:

... Pont kralı V. Mihirdat ... Bu kral ölünceye kadar ( Milâddan önce 129-119 ) 9 sene Küçük Firikya'ya ( Afyon iline ) egemen olmuştur. Kral ölünce Roma Senatosu Küçük Firikya'yı geri aldı.
Pont kralı VII. Mihirdat ... Bitinya'yı aldı. Kral Nikomed Roma'nın Asya konsülü ( vali ) Manlius Akillius yanına kaçtı. ...
Mihirdat'a karşı Nikomed'i korumak ve yardım etmek isteyen ... M. Akillius da yenilerek Bergama'ya kaçtı. Firikya komutanı Kassius da savaşa girmeden geri çekildi. Akillius'un döküntülerini de toplayarak Firikya'da Leontokefal kalesine çekildi. ... Ancak her iki ordunun da askerleri yerli halktan toplanmış olduğundan Roma yönetimine isteksiz ve Mihirdat'ın daha önce yaptığı propaganda etkisiyle dağılmaya, kaçmaya başladılar.
Komutan Kassius ( Cassius ) bu çeşit askerle savaşmanın faydasızlığını anlayarak yerli askerleri terhis ederek Leontonkefal kalesinden de daha kolay korunabileceği Apameia ( Dinar )'a çekildi. Apameia'ya geldiği sırada çok şiddetli bir yer sarsıntısı olmuş, kale ve şehrin önemli yapıları yıkılarak güvendiği Apameia da harap olmuş olduğundan buradan da kaçarak Rodos adasına sığındı. Böylece Firikya ( ve Afyon İli ) Mihirdat'a kapılarını açtı. Miladdan Önce 84 yılında...
...
...
Pont kralı Mihirdat Apameia'nın ... genel anıtlarının onarımı için 100 Talan ( yaklaşık olarak 1 milyon drahmi ) gönderdi.
Mihirdat'ın gönderdiği para ile Apamya ( Dinar ) şehrinin genel yapıları; Stadyumu, Agorası ( Pazar yeri ), Tiyatrosu, Artemis Anaitis tapınağı, Geleinos Zevs'in tapınağı, sarayları, sulama kanalları ve barajı onarılmıştır. Mihirdat serbest şehirlerin yeteneklerine dokunmamıştır. Kısa zamanda özgürlük içinde şehirler kalkındılar. Apamya önceden anlaştığı şehirlerle birlikte gümüş 3 drahmilik ( Kistaforlarını ) yine basmaya başladı. Bu kistaforlarda « APA » rümuzu kullanılmıştır. Ayrıca bu kistaforlarda şehrin başkanlarının da adlarına yer verilmiştir.
Ayrıca Apamya ile birlikte diğer önemli şehirler: ... şehirleri de kendi adlarına tunç veya bronz paralar basmışlardır. Apamya'nın bronz paraları dört tip üzerine düzenlenmiştir.
1- Yüzünde Athene büstü , arkasında kartal, Menderes motifi tulga,
2- Yüzünde Zevs başı, arkasında Artemis Anaitis ( duvaklı ),
3- Yüzünde Artemis başı, arkasında çifte flüt çalan Marsias,
4- Yüzünde Geleinos Zevs'i, arkasında tulga ( miğfer )resimleri bulunmaktadır. Aynı zamanda Apameia'nın eski adı Geleine'nin kurucusu Geleinos, ... resimleri paralarında bu çağda basılmış, serbest ( yarı egemen ) şehir olmak sevincini belirtmişlerdir.
Mihirdat yönetimi ne yazık ki çok sürmemiş, ...
... Roma Senatosu bu sefer Lucullus ( Lukullus'u ) yeni bir ordu ile gönderdi. Lukullus, Mihirdat'ı Anadolu'da ve Pont krallığının eski topraklarında da kovalayarak onu Ermenistan'a kaçırdı ... Böylece bütün Firikya , Roma cumhuriyetinin yönetimine girmiş oldu. Lukullus'un küçük Firikya'yı ( ve Afyon ilini ) Mihirdat'ın askerlerinden temizlemesi Milâddan Önce 72 yılında olmuştur. Pont krallığının Afyon ilinde yönetimi ve egemenliği Milâddan Önce 129-120 ve 84-72 yıllarında olmak üzere iki dönemde 22 yıl kadar sürmüştür.

Sf. 158- ... Afyon ilinde ( Firikya'da ) Roma çağı Milâddan Önce 72 yılından Milâddan Sonra 395 yılına kadar -yuvarlak hesap- 470 yıl sürmüştür.

Sf. 158- 2- Roma çağında yönetim kuruluşu:

İl, ilçe, kasaba ve köyler... ( Bugünkü yerleri ve kalıntıları ):

...
...
B- Apameia ili: Afyon ilinin güney bölgesinde yer alan bu ilin il merkezi Apameia ( Dinar ) şehridir. ...
1) Apameia merkez ilçesi- İlçe merkezi Apameia ( Dinar ) şehridir. Dinar ilçesinin Ulubey bucağı ile merkez bucağı ve Tazkırı ilçesini içine almakta idi.
2) Metropolis ilçesi- İlçe merkezi Metropolis ( Tatarlı ) şehridir. Bütün Çul ovası bu ilçe içinde idi.

Sf. 160- 3- Roma yönetiminde şehirler ve kasabalar:

...
...
Sf. 177- 2- Apameia İli merkez ilçesi Apameia ( Dinar ) ­­­­­­-
...
Roma cumhuriyeti çağında Komutan Solla ve daha sonra Lokollos tarafından il merkezi olarak yönetilmiş olan Apameia Roma askeri ile birlikte birçok tüccar, banker ve iş adamı gelerek Apameia'yı doldurmuş, şehrin hayli büyümesine yol açmıştır. Roma cumhuriyet çağında şehir, serbest şehir olmakla beraber gittikçe artan Romalı iş adamları ile eski özelliklerini yitirerek bir Roma kolonisi olup çıkmıştır. Avrupa ve Asya ticaretinin Anadoluda Efes'ten ve Apameia'dan geçen büyük ve tarihî Kral yolu önemini daha da arttırarak burada sosyal, kültürel ve ekonomik yaşayış gittikçe yükselmiştir. Cumhuriyet çağında Lokollos'un koyduğu ağır vergiler yüzünden yerli halk sıkıntılar içinde kalırken Romalı iş adamları her türlü kolaylığı buluyorlardı. Kilikya ( Çukurova ) genel valisi ( Prokonsol ) olarak Apameia'ya gelen Çiçeron, halkın bu durumdan şikayeti ile karşılaşmıştır. Apamya'da üç gün kalan değerli avukat ve devlet adamı Çiçeron halkın dertlerini kaydederek, özellikle poplikenler ( vergi toplayan mültezimler ) işi ile ilgilenmiştir. ( Milâddan önce 51 yılında ). Milâddan önce 27 yılında Oktavius'un Avgüstos ( Ogüst ) adiyle imparator olması ile durum düzelmiş, poplikenlerin zulmü kalkmış Apamya'da da diğer şehirler gibi huzura kavuşmuş; nüfusu daha da artmıştır. Küçük bir dükkânı olan yahut bir iki katırı , arabası olan işe koyulmuş, zengin olmuştur. Efes liman şehri ile sıkı işbirliği yapan Apameia Efes'in Artemis'ini benimsemiş tapınağına heykelini koyduğu gibi bu kardeşlik ve birliği gösteren ortak sikke de basmıştır. Bu sikkede Zevs ve Geleinos ile Artemis Efesia birlikte paranın yüzünü süslemektedir.
Apamya'da Romalı tüccar ve zenginler çoğaldıkça şehrin sosyal hayatına girmeye başladılar. Bir yanda Firik dilinin yerini alan grekçe ( eski Rumca ) konuşulur ve yazılırken diğer yandan Romalılar da kendi aralarında Latince'yi yaşatıyorlardı. Bu dili de bilenler çoğalmıştır. Apamya'da Latince yazılı mezar taşları ve anıtlar da görülür. Milâdi 2. yüzyılda şehrin kalkınması ve gelişmesi son derece ilerlemiştir. O günkü Anadolu'da zenginlik ve nüfus kalabalığı bakımından ikinci şehir olmuştur. Bu gelişme ve kalkınmaya paralel olarak her türlü sosyal, kültürel ve ekonomik kuruluşlarla birlikte zengin törenler festivaller, panayırlar birbirini kovalıyordu. Bu zenginliğin naturel bir sonucu olarak para basma işleri de pek çok gelişmiştir. Diğer büyük şehirlerle birlikte Helenistik çağda birliğe girerek basmaya başladığı 3 dirhemlik gümüş Kistaforları Cumhuriyet çağında da sürdürmüştür. Apamya'nın Kistaforları pek zengindir.
Basılan gümüş Kistaforlarda bir çok belediye başkanlarının isimleri bulunur. Gümüş para basma yetkisini devlet kendi eline alınca da yalnız tunç ve bronz sikkeler basılmıştır. Helenistik çağda ve Roma Cumhuriyet çağında bastığı 4 tip bronz sikkeyi İmparatorluk çağında da kullanmıştır. ... Bu 4 tip parada kral isimleri yoktur. Yalnız il görevlilerinin isimleri bulunur. Bunlardan başka yüzlerinde kral isim ve resimleri ve arkalarında bütün Roma ve yerli tanrı ve tanrıçaların resimleri bulunan çok çeşitli sikkeler basılmıştır. Bunlarda da il görevlilerinin isimleri şehrin ismi ile birlikte yazılmıştır. Vali isimlerine bir örnek vermiş olmak için Milâdi 244-249 yıllarında İmparator Filippos gününde vali Aleksandros B.ismini gösterebiliriz. ...
Apamya'nın daha bir çok dikkati çeken sikkeleri vardır. Bunlardan birisi Efesos ile kurduğu birlik ve kardeşliği canlandıran sikkedir. Bunda Gelene Zevs'i tahtında oturur ve elinde Nike ( Zafer perisi ) tutar durumda ve Efes Artemis'i karşısında ayakta durur her iki şehrin isimleri bu resimleri çevrelemektedir. Efes Artemis'inin Apamya tapınağına girişi ânı gösterilmiştir. Apamya sikkelerine önem verdiren bir yön de zengin panayırlar ve festivallerde dağıtılmak üzere basılan Apamya ve Gelene'nin mitolojik konularını canlandıran sikkeleridir. Bunlardan birinde Tanrıça Athene ortada tahtı üzerinde oturmuş çevresinde Gelenenin 4 su tanrısı Meandır ( Menderes ), Marsiyas ( Suçıkan ), Therme ( Ilıca ) ve Norgas çayı resim ve isimlerinin ilk hafleri bulunmaktadır.
Tanrı ve tanrıçaların birbirleri ile ilişkilerini canlandıran sikkeler de vardır. Örneğin: « Athene bir göl kıyısında ( Arapışık gölü ) oturmakta kalkanını kayaya dayamış gölün yüzüne vuran kendi aksini görünce kızarak elindeki filütü atmış, uzaktan onu gözetleyen Marsiyas koşup filütünü kaparkenki durumu gösteren sikke.
Bu ve bunun gibi sikkeler Roma çağında resmi yapıların duvarlarını süsleyen mitolojik sahnelere yorulmaktadır. Firiklerin saraylarını pişmiş toprak kaplamaları ile başlayan duvarları resimlerle süsleme san'atı daha da gelişerek geniş duvar boşluklarını panolarla süslediklerini göstermesi bakımından ve san'at tarihi için çok önemlidir. Bu bakımdan da Apamya sikkeleri çok zengin bir anlam taşımaktadır.
Apamya'da ( Dinar'da ) yapılmış çok önemli yapılardan tapınaklar, Ağuro ( Pazar yeri ), Stadyom, Tiyatro, Bazilika, Belediye Sarayı, Hükûmet konakları, Senato, Jimnazyom ve sair yapıtlar ne yazık ki henüz işlenmemiştir. ... Bu gibi araştırmalara faydalı olmak için Dinar kasabası ve çevresindeki önemli yapıların yerlerini bildiğimiz kadar aşağıda açıklıyoruz:
A - Panteon ( Tanrılar kurulu ) - Eski Gelene'nin bulunduğu Tekke mahallesinden Suçıkan yönünde uzanan sırtta ve aşağıdan Menderes Un Fabrikası ( Şemseddin Beyin fabrikası ) üstünde bir tepecik... Fabrika bahçesine buradan yuvarlarmış normal boyda ve başsız Zevs Geleinos ve Demeter heykelleri bulunmuştur. Bu iki heykel Afyon Müzesine kaldırılmıştır. ...
B - Artemis Anaitis tapınağı - Dinar otobüs garajından İncirlipınara giden yolda, emekli matematik öğretmeni Cemil Beyin bağında. Burada taş çıkarılırken anıt açılmış ve kapattırılmıştır. Tapınağın bir bölük taşları ve direkleri yerindedir. Şehir haritasında arkeolojik bölge olarak korunmaktadır.
C - Stadyom - Önceden de anlatıldığı gibi Tekke mahallesine çıkan kaldırımlı yol ile otobüs garajı arasında ve tepeye yaslanmış olarak yapılmıştır. Buradaki bahçeli evlerin arka bahçelerinde oturma basamaklarından bir kısım görülmüştür. Suçıkan deresine paralel olarak uzanmakta idi.
Ç - Ağora ( Pazar yeri ) - Stadyumun karşısında ve derenin öbür yakasında idi. Ağora ile ilgili bir yazıt buradan bulunmuştur. Yazıt şimdi Dinar Belediyesi arkasında itfaiye garajında saklanmaktadır.
D - Tiyatro - Ilıca köprüsü üzerinden çıkan eski Roma yolu ve caddesinin üstünde ve Üçlerce tepenin kuzey yamacında idi. Çukurluk bugün de görülebilir.
E - Bazilika - ( Ticaret Sarayı, Borsa ) - Tunelden şehre inen şosenin sağında, Belediyenin şimdi asrî mezarlık yaptığı yerin yukarı başında idi.
F - Belediye Sarayı - Dinar istasyonundan Ilıcaya çıkan geniş yolun solunda ve elektrik santralına giden yolun başında idi. Köşedeki ev yapılırken çıkan bir yazıt Belediye Başkanı Kefezedoros'a saygı ve şeref levhası belediye sarayının duvarına asılmış olduğu hakkındadır. Bu tarihi yazıt Afyon Müzesindedir.
G - Senato - Dinar'da eski halkevi şimdiki Adliye binası arka bahçesinde çok önemli bir binanın ( belki Senato'nun ) çatı alınlığı köşesine ait mimarî ( arkiteksel ) bir süslü mermer parça bulunmuştur. Binanın ne olduğu ne yazık ki incelenmemiştir.
H - Akademi ( Güzel Sanatlar Okulu ) - Ressam ve heykeltraş yetiştiren bir okulun olduğu anlaşılıyor. Paralar üzerinde bulunan mitolojik sahnelerin Apamya'daki resmi ve büyük yapıların duvarlarını süsleyen tablolara - panolara - işaret sayıldığını yukarıda söylemiştik. Plâstik san'atları öğreten bir okulun bir Akademinin bulunması gerekiyor. Yeri bulunmuş değildir. Jimnazyomun bulunduğu ise kesindir. Bunun da yeri bilinmiyor. Beden eğitimi atletizm ile birlikte şiir ( Edebiyat ) ve musikinin de öğretildiğine şüphe yoktur. Firik Müzik Sanatının çok ileri bir kaynak yerinin eski Gelene olduğuna göre bu san'at kolunun burada daha da gelişmiş olduğu düşünülebilir. Şiir ve edebiyatın gelişmiş olduğunu gösteren ve şiir şeklinde ( vezinli kafiyeli ve de bir şaire ait mezar taşı ) Dinar'da bir çeşmede görülmüştür.
Apamya'da ( Dinar'da ) Deprem - Eski çağlarda olduğu gibi Roma çağında da çok şiddetli bir deprem olmuştur. İmparator Aleksander gününde Milâdi 222-235 yılları arasında olan bu depremde bir çok binalar yıkılmış yarıklar açılmış yeni yeni göller, sular çıkmıştır. ...
Apamya'da sikke basımı İmparator Diokletien ( Diyoklesiyen ) in şehirlerden para basma yetkisini kaldırdığı Milâdi 286-305 tarihine kadar sürmüştür. Bu sikkelerden yüzlerce çeşit ve çok zengin bir koleksiyon Afyon Arkeoloji Müzesinde toplanmıştır.
Apamya'da Hristiyanlık, şehrin özel kültürünün çok zengin ve kuvvetli olmasından dolayı erken yayılamamıştır. Gizli Hristiyanların mezar taşlarına ratlanır.Bu mezar taşlarından bir kaçı Afyon Müzesine kaldırılmıştır.
Sonradan yapılan ünlü kilisesi Suçıkan kaynağının üst tarafında tren yoluna yakındır. Burasına Kale denir...
Apameia ( Apamya ) İlinin Afyon İli sınırları içinde bulunan ilçe ve kasabaları Sanaos ve Metropolis'tir.
1) Sanaos - Eski Anava şehrinin yerinde kurulmuş bir kasabadır. Anava Gölü ( Acıtuz ) kıyısında Heredot'un Gelene'ye gelirken geçtiği Anava kasabası Selefkoslar çağında askerî bir savaş sırasında terkedilmiş olmalıdır.Savaş yatıştıktan bir süre sonra yerinde Sanaos kasabası kurulmuştur. Efes, Laodikya ( Denizli Eskihisar ) dan gelen ana yol üzerinde şimdiki Sarıkavak Köyü'nün bulunduğu yerdedir. Her iki kasaba birbiri üzerinde kurulmuş olduğu köyde bulunan bir gümüş Lidya sikkesi ile kesinleşmiştir. Köyde her iki kasabaya da iç kale ödevini gören bir hüyük vardır.Kayalara oyulmuş mezarlar ve yazıtları da bulunur. Serbest şehirlerle birlikte Roma Cumhuriyeti çağında bir tek sikke basmıştır. Sikke açıklanmamıştır.
2) Metropolis ilçesi - Çulovasında Tatarlı kasabası yakınında öreni bulunmuş bir konak yeridir. Kampos Metropolitanos diye ün almıştır. Roma Cumhuriyet çağında para bastığı gibi İmparatorlukta da festivaller, dini tören ve ziyaretler dolayısiyle de para basmıştır. Diğer Metropolislerden ayrılması için Firik Metropolisi denilmiştir. Sardes şehri ile dostluk ve birlik kurmuş ve ortak para basmıştır. Paraların üzerinde en çok Kraliçelerin adı ve büst resimleri basılmıştır. Paralarında Men, Diyonizos, Artemis Efesia, Bereketli Ovanın simgesi olarak başak demeti bulunmaktadır. Firikya'yı gezen büyüklerin uğrağı, ticari bir konak yeri idi. ...

Sf. 183- Firikya Epiktet Kasabaları:
...
...
Sf. 188- 11) Aukaridüs Kome, Aukaridüs Köyü - Apamya'dan doğuya giden ünlü kral yolu üzerinde idi. Yeri Akça köyde sanılmaktadır.
12) Aurokra, Aulokren - Bir köy, bir ova ve göl ( Dombay köyü, Dombay ovası ve Karakuyu gölü ).Köyün yeri bilinmemekte idi. Dombay köyü içinde hüyük ve tren yolu şose geçidi arasındaki sırtlarda yeraltı mezarlığı bulunarak köyün Dombay köyü olduğu anlaşılmıştır.
...
...
Sf. 193- 40) Oforbiyom - Eski bir Firik kasabasıdır. Çulovasında Göçerlide mezarlığı bulunmuştur. Bırçakçı öreni olmalıdır.

Sf. 196- Şurası bilinmelidir ki her şehir Roma'nın etkisi altında kalmakla birlikte kendi ulusal ve özel din ve kültür anlayışını da sürdürmüştür. Örneğin ..., Synnada ( Şuhut)'da Akamas, Apamya ( Dinar )'da Geleinos kültü, ...

Sf. 204- 6 - ROMA ÇAĞINDA TİCARET HAYATI VE ROMA YOLLARI (ONARIM VE BAKIMI ):
... Etiler çağında Hatuşaş ( Boğazköy ), Ankara , Aurra ( Emirdağ Hisarköy ), Valma ( Karamık Karacaören ) ve Çulovası, Dombay ovası Düzbel geçidinden Işıklı ovasına oradan Sart'ı bulan ve Gime, İzmir ve Apassa ( Efes ) limanlarına uzanan ünlü Kral yolu Firikler çağında küçük Sart yolundan Gime limanına aynı önemle iniyordu...
Romalılar Milâddan önce 82 yılında Apameia'ya ( Dinar ) geldiklerinde yolun önemini anlamakta gecikmediler. Apameia Romalı tüccarlarla doldu. Doğu Batı ticaretini ellerine aldılar...
...
...
Sf. 232- 5 - Bizans çağında Afyon İlinde yönetim ve dinî kuruluşlar:

... Eski ilbaylıklar ( Valilikler )parçalanmıştır.Apameia ili üçe bölünmüş , bir bölümü Pisidia'ya verildiği gibi bir bölümü de ayrı Valantia adıyla il kurulmuştur. Apameia bir bucak derecesine indirilmiş ve Laodikia ( Denizli-Eskihisar ) il merkezi Firikya Pakatiana'ya bağlanmıştır. Diğer Apameia'lardan ayırd edilebilmesi için de Apamia Kibotos denilmiştir.
...
...
Sf. 233- ... Ruhanî ( dinî ) Konsül toplantılarına katılan metropolit ve piskoposların Ortodoksluğun kurullarını kararlaştırdıklarında attıkları imza listelerinde görülen adlarını aşağıda vereceğiz.
... Üçüncü Konsül Kalchedon ( İstanbul Kadıköy ) de Milâdi 451 de yapıldı. İmparator Makianos çağında bu toplantıya katılanlar: Apameia'dan Paulinos, ... katıldılar. Dördüncü Konsül 8 yıl sonra Milâdi 459 yılında Bizans'ta İmparator 1. Leon gününde yapıldı. Apameia'dan yine Paulinos, ... Beşincisi Milâdi 787 yılında 2. defa İznik'te yapıldı. Apameia'dan Sisiniüs, ... katılmışlardır.
Sf. 234- ... En son Konsül Milâdi 879 yılında yine Bizans'ta yapılmış, Apameia'dan Theognastos Theodoros, ... katılmıştır.

Sf. 236- Afyon İli Dolathan ve Emir Sanduk 'ca Akdağ'a kadar fethedildi. Esas adı Haydar olan Emir Afşin de katılmış olabılir.
1077'de ( Hicri 470 )Dazkırı hariç Afyon ilinde Türkiye Devleti kurulmuş oldu. Siblia ( Homa ) kalesinde Bizans Beyi hâkimdi . Akdağ hudut kesilmiş demektir.

Sf. 247- ...
Sandıklı, Dinar taraflarının uç beyi Emir Sungur Tazkırı, Denizli, Çivril taraflarına, ... akınlar için görevlerdirildiği anlaşılıyor.

9- Alman İmparatorunun Geçişi:

Selâhaddin Eyyubi'nin Kudüs'ü haçlılardan geri alması üzerine Alman İmparatoru Frederik Barbaros 100.000 kişilik bir ordu ile İstanbul'a gelmişti. Kudüse geçmek istiyordu. ... Selçuk topraklarına yaklaşınca Sultan II. İzzettin Kılıçarslan , imparatora bir elçi gönderdi. Memleketten geçeceği sırada her türlü yardımı vâdediyor, harpsiz geçip gitmesini istiyordu. ... Dinar, Çulovası, Karamık ovası, Çay, İshaklı yolundan ilerledi, ...

Sf. - AFYONDA GERMİYAN DEVLETİ

Germiyanlılar bir süre itaatli durdular. Sultan 2. Mesud'u yine tanımadılar. Bunun beylerinden İzzeddin Beylerbeyi Germiyan üzerine yürüdü. Ladiki ( Denizli, Laodikya ) Bedreddin Mur yazad'dan geri aldı. Bedreddin Murad bu savaşlarda Gingler ( Dinar) da öldü. ...(1)

(1) Bizans tarih yazarı Pahimeri




Süleyman GÖNÇER
Emekli Afyon Müze Md. - Öğretmen

APAMEİA PARALARI














































LİTYERSES

MİTOLOJİ SÖZLÜĞÜ Remzi Kitabevi-1972

Sf. 249- LİTYERSES
Phrygia kralı Midas'ın oğlu. Ekin biçmede onun üstüne yokmuş ve babasının kral olduğu bölgeye kim gelse onu çağırır, istemese de onu döve döve çalışmaya zorlarmış. Eli çok çabuk olduğundan hasımlarının hepsini yener, kafalarını keser, bedenlerini de ekin demetleri arasına bağlarmış. Herakles, Lydia kraliçesi Omphale'nin yanında bulunduğu sırada Lityerses'le boy ölçüşmeye gelmiş. Zorbanın meydan okumasına hiç aldırmadan onu güzel bir türküyle uyutmuş ve kafasını kesmiş.
Phrygialılar ekin biçerken Lityerses'in serüvenini dile getiren bir türkü söylermiş. Lityerses adlı bir türküde bu biçicinin ustalığı övülürmüş.


Azra ERHAT