31 Ocak 2016 Pazar
29 Ocak 2016 Cuma
28 Ocak 2016 Perşembe
27 Ocak 2016 Çarşamba
26 Ocak 2016 Salı
25 Ocak 2016 Pazartesi
24 Ocak 2016 Pazar
23 Ocak 2016 Cumartesi
22 Ocak 2016 Cuma
21 Ocak 2016 Perşembe
14 Ocak 2016 Perşembe
LOZAN SARIOĞLU'NUN YAZISI - dinar.bel.tr'den alınmıştır
KELTELER DEĞİRMENLERİ VE BALIK AVI
Yaşlı olanlar hatırlayacaklardır Kelteler değirmenlerini, şimdiki TAN-SA binasının güney tarafında üç tane değirmen vardı. Suçıkandan gelen ve gür akan su Suçıkan caddesindeki on kadar değirmeni çalıştırdıktan sonra Kelteler’de üç büyük değirmenin de taşlarını çevirip ön tarafta bulunan yaklaşık yüz elli metrekarelik havuzda toplanarak, düden suyu ile birleşmek üzere danaoğlu bağına doğru ilerler,yeniyol ilkokulunun kenarından geçerek saz mevkisine doğru yol alırdı.
Dinar’ın geçmiş yıllarını yazanlar kelteler değirmenlerinden hiç bahsetmemişler, Suçıkan toplama havuzu daha yapılmadan Menderes un fabrikasının önünden akıp gelen menderes nehri suçıkan yol boyunca ondan fazla değirmeni çalıştırarak şimdiki “üçgen park” olarak bilinen yerden Tansa sokağını takiben, Akbank’ın arkasından TAN-SA binasının güneyinde üç büyük kelteler değirmenleri oluklarına akar, bu değirmenleri çalıştırdıktan sonra üç değirmenin yaklaşık yüzelli metrekarelik havuzunu doldurup Canefenin bahçesini takiben şimdiki istasyon köprüsünün olduğu yerlerde kıvrılarak adliye lojmanlarının bulunduğu binaların önünden,eski mezbaha neye geldiğinde batıya doğru yönelir,saz mevkisine kadar bataklıklar içerisinde yatağından taşarak ilerler giderdi.
Değirmenlerden birisi Osman Koç, birisi şimdi İzmir’de yaşayan Necmettin Emeklinin Babası Fahri Emekli,diğeri de Abdullah Bilengil’in dayısı macur Adem tarafından çalıştırıldı. Zaman zaman müstecirler değişmiş macur Selimenın babası ve Yaşar Karahan’ın (cici yaşar) babası Ali Karahan tarafından da çalıştırılmıştır.O yıllarda Dinar nüfusu Beş bin civarında ve halkın çoğunluğu çiftçi olduğu için tarlasından kaldırdığı buğdayı tüccara satar,bir kısmını tohumluk ayırır kalan kısmını da bu değirmenlerde bir yıllık yiyeceği ekmeklik un haline gelmesi için öğütülürdü.Kelteler değirmenleri İlçe’de oturanların buğdayını öğütürler,köylerden gelenler ise Suçıkan caddesindeki değirmenleri tercih ederlerdi.Kelteler değirmenleri hiç boş kalmaz gece gündüz devamlı çalışırdı.
Radyonun dışında hiçbir eğlencesi olmayan bazı kişiler boş zamanlarında eline aldığı oltasıyla balık avlamak için Kelteler değirmenlerinin önündeki havuzdan avlanmaya başlarlar, özellikle taş balığı diye bilinen yağlı ve bir karışı geçmeyen boyda balıkların yanı sıra ak sazan, kara sazan, çok nadir de olsa halkın Dişli olarak tabir ettiği turna balıklarının küçükleri avlanırdı.Balık o kadar boldu ki, tül perdelerden bozma çuval biçimindeki aparatın başına çember şeklinde bir ince demir geçirilir, bir kişi tarafında suyun kenarına yerleştirilir, diğer kişi de bir sopayla üç beş metre ilerden suyu karıştırarak balıkların torbaya girmelerini sağlayarak kilolarca balık birkaç saat içerisinde avlanırdı.Geceleri bu suda balıkların hopladığını seyrederdik.Yüzmesini ılıca havuzlarında öğrenmiş olan gençlerin nadir de olsa burada yüzdüklerini de görürdük,Fakat çocukların yüzmelerine müsaade edilmezdi,çünkü su hem derin hem de alt kısımlar hızlı akışı nedeniyle normal bir kişiyi götürebilecek durumda seyrederdi. Çocuktuk fakat aklımız erdiği kadarıyla hatıralarda kalan üç,beş çocuğun boğularak öldüğünü duymuştum. Hatta Bir defasında değirmenlerin önünde akıp giden ve Menderes nehrinin çoğunluğunu oluşturan buraya serinlemek için girmiş iki çocuktan birisi boğularak ölmüş,diğeri ise şimdi İzmir’de yaşayan Necmettin Emekli’nin abisi Necip Emekli tarafından kurtarılmıştı.Kurtulan çocuk Dinarlı tüccarlardan Hasan Tokgöz’ün yakınlarından birisi olduğu için Hasan Bey tarafından Necip emekliye bir takım elbise diktirilerek hediye ettikleri söylenirdi.
Suçıkan caddesi Rahmetli bakkal Orhan Gönüllü’nün evinin önünde başlayan değirmenler, yukarıda Menderes un fabrikasının altına kadar devam eden yaklaşık ondan fazla Suçıkandan gelen su ile çalışan değirmenler vardı.Bu değirmenler de genellikle köylerden buğdayını öğütmek için gelenler tarafından dolar taşardı. Hemen hemen şehrin en işlek ve kalabalık semti bu yol güzergahıydı, seyyar köfteciler, simitçiler,dondurmacılar, manavlar ve kasapları burada görmek mümkündü. Menderesin geçtiği yerlerde büyük kayalar,taşlar olduğu gibi durgun akan kısımlar da vardı. Balıkçılar bu yerleri bildikleri için buralarda bile avlananları görmek mümkündü.O zamanın meşhur balıkçılarından Dinar’ın en eski Fotoğrafcısı (deli) Ahmet, pazarağasının Hacı, Sarıların Ömer, fırıncı Hasan usta, Tekke mahalleli Kocaali bunlar tanınmış balıkçılardı. Olta ile avlandıkları gibi çok az da olsa bazılarında serpme vardı,serpme atıldıktan sonra bir keresinde kilolarca balık içine dolar bu kişiler tuttukları balıkları eski Cumhuriyet meydanı şimdiki park olan yer “kara kavağın altı” tabir edilirdi, buraya getirilen balıklar halka satılırdı.Büyük balık tutmak isteyenler tek atlı arabalar ile saz mevkisi denilen şimdiki mezbahanenin olduğu yerlere veya daha aşağılarda Çerkez köyünün altlarına kadar inerler buralarda üç- beş ve on kiloluk balık avladıkları olurdu.
Un öğüttürmek için köylerinden Dinar’daki değirmenlere gelmek isteyenler, Öküzlerin çektiği kağnı veya çift atlı arabalarla geceden yola çıkarlar şehre yakın veya uzaklığına göre bir saat ile yedi, sekiz saatte gelenler olurdu. Getirdikleri buğday çok olursa birkaç gün değirmende kalanlar olduğu gibi günü birlik işini bitirenler köylerine geri dönerlerdi. Getirdikleri buğday çok olursa geceyi değirmende,arabalarında yatarak geçirirler, aç karınlarını doyurmak için de helva imalatı yapan Abdullah Leblebici veya helvacı Mehmet Özkul’dan alacakları tahin karması, çöğen helvasının yanına fırından aldıkları ekmekle karınlarını doyururlar,köyde yufka ekmeğinden bıkmış olanlar Dinar’a geldiklerinde fırından aldıkları ekmeği katıksız bile iştahla yerler,köye de “fırın ekmek” hediye olarak götürülürdü. Akşama doğru kasap çocuklarının tepsiler içerisinde fırında pişirilmiş nefis “kızarmış Kelle” satılmak üzere Kelteler değirmenlerinin önüne getirilirdi. Bunlardan başka küçük taslara çalınmış yoğurtlar, kaynamış yumurta satanlar,testilerde su satan çocukları buralarda görmek mümkündü.Şehrin içme su şebekesi faaliyete geçmediği için halk evlerinin su ihtiyacını testiler,kovalar ile merkezi yerlerde yapılmış çeşme ve şadırvanlardan temin ederlerdi. Kelteler değirmenlerinde de içme suyu ve yakında çeşme olmadığı için çocuklar ellerinde su dolu testilerle bardağını bir kuruştan satarlardı.
Rahmetli Ali Veziroğlunun Belediye Başkanlığıyla hidroelektrik santralinin devreye girmesi ve Suçıkandan gelen suyun yarısının santrale giden kanala verilmesiyle değirmenleri çalıştıran su da azalmış oldu, böylelikle değirmenler peyderpey faaliyetlerini durdurdular, Keltelerde bulunan üç değirmen de Belediye tarafından istimlak edilerek buraya şimdiki PTT caddesi ve TAN-SA önündeki sokak yolları açıldı. Elektrik santralinin faaliyete geçmesiyle değirmenler de yerlerini elektrikle çalışan un fabrikalarına bırakmış oldu, Böylelikle Kelteler değirmenleri de tarihe karıştı.
SAYGILAR-
13 Ocak 2016 Çarşamba
MEMDUH EMEKLİ'NİN ALBÜMÜNDEN
12 Ocak 2016 Salı
11 Ocak 2016 Pazartesi
MEMDUH EMEKLİ'NİN ALBÜMÜNDEN
MEMDUH EMEKLİ'NİN ALBÜMÜNDEN
MEMDUH EMEKLİ'NİN ALBÜMÜNDEN
MEMDUH EMEKLİ'NİN ALBÜMÜNDEN
7 Ocak 2016 Perşembe
MEMDUH EMEKLİ'NİN ALBÜMÜNDEN
6 Ocak 2016 Çarşamba
5 Ocak 2016 Salı
MEMDUH EMEKLİ'NİN ALBÜMÜNDEN
4 Ocak 2016 Pazartesi
MEMDUH EMEKLİ'NİN ALBÜMÜNDEN
3 Ocak 2016 Pazar
2 Ocak 2016 Cumartesi
1 Ocak 2016 Cuma
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)