31 Ocak 2020 Cuma
30 Ocak 2020 Perşembe
BEKİR KİTİŞ'İN ALBÜMÜNDEN
DİNAR'DA GÜREŞ MÜSABAKASI - DİNARLI MEHMET PEHLİVAN HEMŞEHRİLERİNİN ARASINDA - BELEDİYE BAŞKANI AHMET VEZİROĞLU VE DİNARLILAR 1937
29 Ocak 2020 Çarşamba
BEKİR KİTİŞ'İN ALBÜMÜNDEN
HATAY'A İSTİKLAL MİTİNGİ - YENİYOL İLKOKULU - ÖĞRETMEN MUSTAFA ÇAĞLAŞAN (MENDERES HOCA) KONUŞUYOR 31 OCAK 1937
27 Ocak 2020 Pazartesi
26 Ocak 2020 Pazar
25 Ocak 2020 Cumartesi
20 Ocak 2020 Pazartesi
AFYONKARAHİSAR SANDIKLI'DA KÜLTÜR SANAT - 2001 - Niyazi YILMAZ
DİNAR ZEYBEĞİ
Dinar İncesu
köyünde oynanan bir zeybektir. Bölgede
bu zeybeğe Ağır Zeybek adı da
verilmektedir. Heykelleşme denilen bir
yavaşlıkta oynanmaktadır. Düz
zeybek çeşidindendir. İkili oynanmaktadır.
Toplu şekilde oynandığı zaman ise,
ikişer kişi eklenmektedir. 2,4,6,8,10 kişiye kadar oynanmaktadır.
Toplu oynandığı
zaman, oyuncular arasında el, kol, mendil gibi şeylere dokunulmadığından, bu
tarzda oynanan oyunlara (Bağsız) oyunlar denmektedir. Dinar zeybeği de bağsız
bir oyundur.
İki kişiyi aştığı
zaman, oyuncuların dizilişi halka şeklini almaktadır. İkili oynanması
gelenekseldir. Sözsüz ve tamamen çalgılıdır. Elde alet bulunmaz. Melodinin ağır
seyretmesinden dolayı Dinar Zeybeğine, Ağır Zeybek adını verdiklerini de
söylemektedirler. Oyuna eller sarkarak, büyük adımlarla yürüyerek başlanır.
Bölgede bu yürüyüşe kolsuz yürüyüş adı verilir. Ritm vücuda alınınca kollar
kalkar ve bir süre kolların havada dolaşması suretiyle birinci yürüyüş şekli
tekrarlanmaktadır. Bu tarzda yürüyüşe “kolsuz yürüyüş” adı verilir. Sonra
oyuncular aynı ayakları üzerinde küçük
sıçrayışlar yaparak aynı ayak üzerine, iki ayak üzerine ya da
dizlerinden birinin üzerine düşme ve doğrulma tarzında oyuna devam
edilmektedir. Buna ise “SEKME” denir. Bunlara dönme hareketi eklenir ve
“Sekerek Dönme” denir. Arada çevik denen bölümden sonra oyuna sağ ayak yerine
öteki ayakla başlayarak aynı figürü, diğer ayak üzerinde de tekrar eden bölüme
geçilir. Buna “ayak değiştirme” denir. Çapraz bölümü ile Dinar Zeybeği sona
erer.
BENGİ ZEYBEĞİ
( Afyonkarahisar,
Dinar, İncesu) Haticem yerine bölgede mahalli ağızla Haççam deyimi
kullanılmaktadır. Haççam zeybeği karşılıklı
oynanmaktadır. Yan yana dizilişleriyle sıra halinde oynanır.
Erkeklerin oynadığı oyundur. Sözlüdür.
“Haççam çıkmış
aman da gül dalına” sözleri ile ezgisi başlar. Oyun, adını türkünün içindeki
ilk sözcükten almıştır.
Diğerlerinden
farklı bir tarzda oynanır. Durdukları yerde oyuncular kaşık döverek beklerler,
oyunun ritmini vücuda alırlar. Bu çok hoş bir hava vermektedir.
Bunu düz yürüyüş takip eder ve
sonra da “Selamlama” bölümü izler ve sonra erer.
KÂZIM ZEYBEĞİ
(Afyonkarahisar-
Dinar – İncesu Köyünde oynanmaktadır) Bölgede diğer adı “Kasap” tır. Erkekler
tarafından oynanır, sözlüdür.
Kabir arasında
harman olur mu? Diye türkü ile oynanır. İkili oynanmakla birlikte, toplu da
oynanır. Kaşıklı ve kaşıksız oynanabilmektedir. Bağsız, halka oyunu tarzında
toplu olarak oynanır. Oyuncular oyuna başlamadan önce, ellerini ve parmaklarını
yere değdirirler buna “ Yere el sürtme “ denir. Elin yere sürtünmesinin,
parmakların iyice şaklaması için yapıldığı söylenir. Kimisi bunda “Şamanizm”in
izlerini ararlar. Yere el sürtme, kolsuz yürüme, kollu yürüme, çökme, dönme ve
ortaya diye adlandırılan figür grupları vardır. Ayak sallayışlar ve toplu
oynayışlarda kasap rengini vermektedir.
Daha çok zeybek niteliği vermektedir.
MEŞELİ ZEYBEĞİ
Afyonkarahisar, Sinar, İncesu köyünde
kaşıkla oynanan zeybeklerdendir. Tek, iki, toplu olarak oynanmaktadır.
Bağsızdır. Toplu halka oyunu niteliğinde ve dizilişinde oynanmaktadır,
sözlüdür.
“Meşeli dağlar
meşeli” sözleri vardır. Aynı oyun ve türkünün varyantları görülmektedir. Düz
yürüyüş, çökme, yanlara kayma ve ortaya adı verilen hareketlerle oynanmaktadır.
Erkek oyunudur.
MUĞLA ZEYBEĞİ
(Dinar İncesu
Köyü) Afyonkarahisar’da Muğla’dan
esinlenerek oynanan zeybek ad ve melodi olarak aynı olmakla beraber, oyun tarzı
ve figürleri bakımından mahallilik göstermektedir. Yalnız erkekler tarafından oynanmaktadır,
sözlüdür, türküsü şöyle başlamaktadır.
“Alı da verin
benim barutumu saçmamı”
Karşılıklı
oynanmaz. İki, toplu olarak bağsız halka duruşunda oynanır. Figürler altı
bölümde toplanmaktadır. Sırasıyla, kolsuz yürüme, kollu yürüme, tek vuruş, çift
vuruş, Muğla beşlisidir. Muğla beşlisi, beş adımda dönme figürü yapılan kısım
için kullanılmaktadır.
SERENLER ZEYBEĞİ
Afyonkarahisar,
Dinar, Dazkırı, İncesu Köyü ve dolaylarında oynanmaktadır. Erkek oyunudur. Sözlü
ve sözsüz oynanan bölümü vardır. Kaşık kullanılmaz. İki kişiyle oynanmaktadır.
Karşılıklı oynandığından ikişerli artma ile oyun, toplu halka oyununa dönüşür.
Sözlü kısmı şöyle başlar.
“Serenler,
serenler yüksek serenler,
Ben gidiyorum
mamur olsun viranlar.
Ahret hakkın
helâl eylen yarenler.”
DENİZ KIZI
ZEYBEĞİ
Afyonkarahisar,
Dinar, Dazkırı, İncesu köyünde ve dolaylarında oynanmaktadır. Erkeklerce oynanır. Kaşıklı zeybek
oyunlarından olup sözlüdür. İki kişi ile oynanmakla birlikte, toplu olarak da
oynanır. İkili biçimi karşılama şeklindedir. Toplu biçimi, halka şeklinde
oynanır. Halka şeklinde de karşılama niteliğini yitirmez. Oyuncuları oyuna katılışı,
bunu anlatır. Oyuncular iki iki katılabilirler. Yörede buna TAVAS ZEYBEĞİ de
denir. Kolsuz yürüme, sekme, dönme ve çökme figürleri ile oynanır. Sonlara doğru, Ortaya adı
verilen halka içine doğru atılışlar yapılır, oyun sona erer.
19 Ocak 2020 Pazar
18 Ocak 2020 Cumartesi
17 Ocak 2020 Cuma
SAFFET UYSAL
Üryan Geldim *
Yöresi : Dinar Kaynak: Saffet Uysal 92
Üryan geldim gene üryan giderim
Ölmemeye elde fermanım mı var
Azrail gelmiş de can talep eyler
Benim can vermeye dermanım
mı var
Yitir şu gönülden ileği yitir
Cehd eyle elini yoksula yedir
Bana derler gam yükünü sen götür
Benim yük götürür dermanım mı var
Dirilirler dirilirler gelirler
Huzuri mahşerde divan dururlar
Harami var deyi korku verirler
Benim ipek yüklü kervanım mı var
Karac’oğlan der ki ismim överler
Ağu oldu yediğimiz şekerler
Güzel sever deyi isnat
ederler
Benim Haktan özge sevdiğim mi var
* Adil Arslan tarafından kırık hava olarak bestelenen bu
türkü ayrıca değişik yörelerde uzun hava olarak da söylenmektedir.
92 Saffet Uysal: 1944 yılında Dinar’ın Bademli köyünde doğdu.
Bağlama çalmayı küçük yaşta dayılarından öğrendi. Kalabalık Yörük bir aileden
gelen Uysal, çeşitli insanların gelip gittiği ve her gelenin bir şeyler
bıraktığı ya da aldığı bir ortamda büyüdü.
Gümüşhane öğretmen okulunda okudu. O dönemde de okulu müzik
gruplarında yer aldı. Okulu bitirdikten sonra 9 yıl öğretmenlik yaptı. Daha
sonra 1973 yılında açılan bir sınavı kazanarak
TRT’ye girdi. Buradaki yapımcılık görevi dolayısıyla Türkiye’nin çeşitli
yerlerinde derlemeleri oldu.
Aşık Veysel’den Nesimi Çimen’e, Ruhi Su’dan Muharrem Ertaş’a dek birçok
insanla röportajlar yaptı,
Halk müziği ve edebiyatına ilişkin çalışmalarını özellikle
Alevi – Bektaşi ve Türkmen geleneği
üzerine yoğunlaştırdı.
Müzik ve folklor çalışmaları dışında öykü, şiir ve yazıları
yayımlandı. Ayrıca bir gazetede türkülerin öyküleri üzerine yazılar
yazmaktadır.
TRT Antalya radyosundaki yapımcılık görevini sürdürmektedir.
Ela Gözlüm Türküler – Bekir KARADENİZ Özgür Yayınları - 2000
15 Ocak 2020 Çarşamba
14 Ocak 2020 Salı
13 Ocak 2020 Pazartesi
12 Ocak 2020 Pazar
11 Ocak 2020 Cumartesi
10 Ocak 2020 Cuma
9 Ocak 2020 Perşembe
8 Ocak 2020 Çarşamba
7 Ocak 2020 Salı
6 Ocak 2020 Pazartesi
5 Ocak 2020 Pazar
4 Ocak 2020 Cumartesi
3 Ocak 2020 Cuma
2 Ocak 2020 Perşembe
1 Ocak 2020 Çarşamba
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)