LEYLEK TEPESİ
Dinar-Sandıklı yolu üzerinde, Kazanpınar köyü yakınlarında bir tepe vardır. Adı Leylek
Tepesi’dir. Yörede tepenin adı ile
ilgili şöyle bir efsane anlatılmaktadır.
Dinar birkaç
yolun birleştiği bir yerleşim yeri olduğu için bölgede eskiden deve ile ticaret
malı taşıyıcılığı yapılırmış. İzmirli bir Yahudi bir kervan sahibine leylekli
tepeyi bilip bilmediğini sorar. Kervan sahibi de , tepeyi bildiğini
söyleyince, o tepedeki taştan leyleği kendisine getirmesini ister.
Kervancı Dinar’a
dönünce o tepeye gelerek leyleğe
benzeyen taşı bir deveye yükleyerek İzmir’e götürür. Yahudi, leyleği teslim
aldıktan sonra kervancıya bir balyoz vererek bu taşı kırmasını ister. Kervancı
şaşırır: “ Nasıl olur. Ben o taşı bin bir zahmet çekerek getirdim. Sen ise
kırmamı istiyorsun “ der.
Yahudi “ Mal
benim değil mi? İstediğimi yaptırırım” deyince kervancı balyozu taşın ortasına
indirir. Taşın parçalanmasıyla birlikte içindeki altınlar ortalığa saçılır. O
zaman Yahudi Türk’e dönerek der ki: “Ah kafasız Türk bu taşın altındaki
altınları nasıl fark etmedin. Bunların hepsi senin olacaktı. Fakat bunlar artık
benim.”
Kervancı “Mal
senindi. Benden getirmemi istedin. Ben de taşı sana teslim ettim.” diyerek
hakkı olan parayı alarak Dinar’a döner.
Bu olay üzerine o
tepeye Leylek Tepesi adı verilir(7)
Efsanelerin
teşekkülü ile ilgili görüşlerden birisi, “Adapte olabilme kaidesi “dir. Buna göre
çevre değiştiren bir efsane yeni çevresinin sosyal ve etnografik şartlarına
kendini adapte eder. (8)
Hac’daki ağasına
helva götüren Tunceli’deki Munzur Baba, Yozgat’ta Aliyar, Gaziantep’te Memik
Dede, Konya’da Yuannidis adına anlatılmaktadır. Dinar’da Aşık Ahmet de, Bağdat’taki
sevgilisine sacda pişmiş böbreği soğumadan ulaştırır.
Yine cami hamam ikilisi veya tedavi özelliği
olan ılıca ve kaplıcalarla ilgili anlatılan efsanelerin ortak motifler
taşımaları, efsanelerin bu özelliği ile izah edilmektedir.
Dinar’da da
birbirine yakın iki köyün adı ile ilgili efsaneler de ortak motif taşımaktadır.
Bölgede göçer bir
vaziyette yaşarlarken, buldukları su etrafında yerleşmeleri neticesinde
kuruluşları gerçekleşen Dinar ilçesine bağlı, aşağı yukarı üç yüz yıllık
geçmişleri olan iki köyümüzdür Çapalı ve İncesu Köyleri.
Sınır komşusu
olan bu iki köyümüz arasında, artık geçmişte kalan küçük arazi anlaşmazlıkları
dışında, başta eğitim öğretim olmak üzere çeşitli konularda tatlı bir rekabet
vardır.
Bölgede yaptığım
derleme çalışmalarım sırasında köylerin adları ile ilgili tespit ettiğim
efsanelerin motif ortaklığı, bende, bu rekabetin köylerin kuruluş yıllarına
kadar gittiği intibaını uyandırdı. Her iki köyümüzün adları ile ilgili
efsanelerin ortak motifi “ sakalı ıslak bir tekenin takibi neticesinde bir kaynak
suyunun bulunması ve orada yerleşme” dir.
NOTLAR
7. Bu efsane Avdan Köyü’nden Mustafa Yıldırım’dan derlenmiştir. Anlatıcı 1936 doğumlu ve ilkokul mezunudur.
7. Bu efsane Avdan Köyü’nden Mustafa Yıldırım’dan derlenmiştir. Anlatıcı 1936 doğumlu ve ilkokul mezunudur.
8.Sakaoğlu s. 7
Afyon Belediyesi Yayınları - 6
Afyon Belediyesi Yayınları - 6
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder