30 Ocak 2020 Perşembe

BEKİR KİTİŞ'İN ALBÜMÜNDEN

DİNAR'DA GÜREŞ MÜSABAKASI - DİNARLI MEHMET PEHLİVAN HEMŞEHRİLERİNİN ARASINDA - BELEDİYE BAŞKANI AHMET VEZİROĞLU VE DİNARLILAR 1937

BEKİR KİTİŞ'İN ALBÜMÜNDEN

BELEDİYE İTFAİYE ARACI - BELEDİYE BAŞKANI AHMET VEZİROĞLU VE İTFAİYE EKİBİ 1937

29 Ocak 2020 Çarşamba

20 Ocak 2020 Pazartesi

AFYONKARAHİSAR SANDIKLI'DA KÜLTÜR SANAT - 2001 - Niyazi YILMAZ


     DİNAR ZEYBEĞİ
     Dinar İncesu köyünde oynanan bir  zeybektir. Bölgede bu zeybeğe Ağır Zeybek  adı da verilmektedir. Heykelleşme denilen bir  yavaşlıkta oynanmaktadır.  Düz zeybek çeşidindendir. İkili oynanmaktadır.  Toplu şekilde oynandığı zaman ise,  ikişer kişi eklenmektedir. 2,4,6,8,10 kişiye kadar oynanmaktadır.
     Toplu oynandığı zaman, oyuncular arasında el, kol, mendil gibi şeylere dokunulmadığından, bu tarzda oynanan oyunlara (Bağsız) oyunlar denmektedir. Dinar zeybeği de bağsız bir oyundur.
     İki kişiyi aştığı zaman, oyuncuların dizilişi halka şeklini almaktadır. İkili oynanması gelenekseldir. Sözsüz ve tamamen  çalgılıdır. Elde alet bulunmaz. Melodinin ağır seyretmesinden dolayı Dinar Zeybeğine, Ağır Zeybek adını verdiklerini de söylemektedirler. Oyuna eller sarkarak, büyük adımlarla yürüyerek başlanır. Bölgede bu yürüyüşe kolsuz yürüyüş adı verilir. Ritm vücuda alınınca kollar kalkar ve bir süre kolların havada dolaşması suretiyle birinci yürüyüş şekli tekrarlanmaktadır. Bu tarzda yürüyüşe “kolsuz yürüyüş” adı verilir. Sonra oyuncular aynı ayakları üzerinde küçük  sıçrayışlar yaparak aynı ayak üzerine, iki ayak üzerine ya da dizlerinden birinin üzerine düşme ve doğrulma tarzında oyuna devam edilmektedir. Buna ise “SEKME” denir. Bunlara dönme hareketi eklenir ve “Sekerek Dönme” denir. Arada çevik denen bölümden sonra oyuna sağ ayak yerine öteki ayakla başlayarak aynı figürü, diğer ayak üzerinde de tekrar eden bölüme geçilir. Buna “ayak değiştirme” denir. Çapraz bölümü ile Dinar Zeybeği sona erer.
     BENGİ ZEYBEĞİ
     ( Afyonkarahisar, Dinar, İncesu) Haticem yerine bölgede mahalli ağızla Haççam deyimi kullanılmaktadır. Haççam zeybeği  karşılıklı oynanmaktadır.  Yan yana  dizilişleriyle sıra halinde oynanır. Erkeklerin oynadığı oyundur. Sözlüdür.
     “Haççam çıkmış aman da gül dalına” sözleri ile ezgisi başlar. Oyun, adını türkünün içindeki ilk sözcükten almıştır.
     Diğerlerinden farklı bir tarzda oynanır. Durdukları yerde oyuncular kaşık döverek beklerler, oyunun ritmini vücuda alırlar. Bu çok hoş bir hava  vermektedir.  Bunu düz yürüyüş takip eder  ve sonra da “Selamlama” bölümü izler ve sonra erer.
     KÂZIM ZEYBEĞİ
     (Afyonkarahisar- Dinar – İncesu Köyünde oynanmaktadır) Bölgede diğer adı “Kasap” tır. Erkekler tarafından oynanır, sözlüdür.
     Kabir arasında harman olur mu? Diye türkü ile oynanır. İkili oynanmakla birlikte, toplu da oynanır. Kaşıklı ve kaşıksız oynanabilmektedir. Bağsız, halka oyunu tarzında toplu olarak oynanır. Oyuncular oyuna başlamadan önce, ellerini ve parmaklarını yere değdirirler buna “ Yere el sürtme “ denir. Elin yere sürtünmesinin, parmakların iyice şaklaması için yapıldığı söylenir. Kimisi bunda “Şamanizm”in izlerini ararlar. Yere el sürtme, kolsuz yürüme, kollu yürüme, çökme, dönme ve ortaya diye adlandırılan figür grupları vardır. Ayak sallayışlar ve toplu oynayışlarda kasap rengini vermektedir.  Daha çok zeybek niteliği vermektedir.
     MEŞELİ ZEYBEĞİ
     Afyonkarahisar, Sinar, İncesu köyünde kaşıkla oynanan zeybeklerdendir. Tek, iki, toplu olarak oynanmaktadır. Bağsızdır. Toplu halka oyunu niteliğinde ve dizilişinde oynanmaktadır, sözlüdür.
     “Meşeli dağlar meşeli” sözleri vardır. Aynı oyun ve türkünün varyantları görülmektedir. Düz yürüyüş, çökme, yanlara kayma ve ortaya adı verilen hareketlerle oynanmaktadır. Erkek oyunudur.
     MUĞLA ZEYBEĞİ
     (Dinar İncesu Köyü) Afyonkarahisar’da  Muğla’dan esinlenerek oynanan zeybek ad ve melodi olarak aynı olmakla beraber, oyun tarzı ve figürleri bakımından mahallilik göstermektedir.  Yalnız erkekler tarafından oynanmaktadır, sözlüdür, türküsü şöyle başlamaktadır.
     “Alı da verin benim barutumu saçmamı”
     Karşılıklı oynanmaz. İki, toplu olarak bağsız halka duruşunda oynanır. Figürler altı bölümde toplanmaktadır. Sırasıyla, kolsuz yürüme, kollu yürüme, tek vuruş, çift vuruş, Muğla beşlisidir. Muğla beşlisi, beş adımda dönme figürü yapılan kısım için kullanılmaktadır.
     SERENLER ZEYBEĞİ
     Afyonkarahisar, Dinar, Dazkırı, İncesu Köyü ve dolaylarında oynanmaktadır. Erkek oyunudur. Sözlü ve sözsüz oynanan bölümü vardır. Kaşık kullanılmaz. İki kişiyle oynanmaktadır. Karşılıklı oynandığından ikişerli artma ile oyun, toplu halka oyununa dönüşür. Sözlü kısmı şöyle başlar.
     “Serenler, serenler yüksek serenler,
     Ben gidiyorum mamur olsun viranlar.
     Ahret hakkın helâl eylen yarenler.”
     DENİZ KIZI ZEYBEĞİ
     Afyonkarahisar, Dinar, Dazkırı, İncesu köyünde ve dolaylarında oynanmaktadır.  Erkeklerce oynanır. Kaşıklı zeybek oyunlarından olup sözlüdür. İki kişi ile oynanmakla birlikte, toplu olarak da oynanır. İkili biçimi karşılama şeklindedir. Toplu biçimi, halka şeklinde oynanır. Halka şeklinde de karşılama niteliğini yitirmez. Oyuncuları oyuna katılışı, bunu anlatır. Oyuncular iki iki katılabilirler. Yörede buna TAVAS ZEYBEĞİ de denir. Kolsuz yürüme, sekme, dönme ve çökme figürleri  ile oynanır. Sonlara doğru, Ortaya adı verilen halka içine doğru atılışlar yapılır, oyun sona erer.

17 Ocak 2020 Cuma

UĞUR UÇ'UN ALBÜMÜNDEN


SAFFET UYSAL


Üryan Geldim *

Yöresi : Dinar       Kaynak: Saffet Uysal 92

Üryan geldim gene üryan giderim
Ölmemeye elde fermanım mı var
Azrail gelmiş de can talep eyler
Benim can vermeye dermanım  mı var

Yitir şu gönülden ileği yitir
Cehd eyle elini yoksula yedir
Bana derler gam yükünü sen götür
Benim yük götürür dermanım mı var

Dirilirler dirilirler gelirler
Huzuri mahşerde divan dururlar
Harami var deyi korku verirler
Benim ipek yüklü kervanım mı var

Karac’oğlan der ki ismim överler
Ağu oldu yediğimiz şekerler
Güzel sever  deyi isnat ederler
Benim Haktan özge sevdiğim mi var

* Adil Arslan tarafından kırık hava olarak bestelenen bu türkü ayrıca değişik yörelerde uzun hava olarak da söylenmektedir.
92 Saffet Uysal: 1944 yılında Dinar’ın Bademli köyünde doğdu. Bağlama çalmayı küçük yaşta dayılarından öğrendi. Kalabalık Yörük bir aileden gelen Uysal, çeşitli insanların gelip gittiği ve her gelenin bir şeyler bıraktığı ya da aldığı bir ortamda büyüdü.
Gümüşhane öğretmen okulunda okudu. O dönemde de okulu müzik gruplarında yer aldı. Okulu bitirdikten sonra 9 yıl öğretmenlik yaptı. Daha sonra 1973 yılında açılan bir sınavı kazanarak  TRT’ye girdi. Buradaki yapımcılık görevi dolayısıyla Türkiye’nin çeşitli yerlerinde derlemeleri oldu.
Aşık Veysel’den Nesimi Çimen’e,  Ruhi Su’dan Muharrem Ertaş’a dek birçok insanla röportajlar yaptı,
Halk müziği ve edebiyatına ilişkin çalışmalarını özellikle Alevi – Bektaşi ve Türkmen  geleneği üzerine yoğunlaştırdı.   
Müzik ve folklor çalışmaları dışında öykü, şiir ve yazıları yayımlandı. Ayrıca bir gazetede türkülerin öyküleri üzerine yazılar yazmaktadır.
TRT Antalya radyosundaki yapımcılık görevini sürdürmektedir.

Ela Gözlüm Türküler – Bekir KARADENİZ       Özgür Yayınları - 2000