16 Temmuz 2010 Cuma

MARSYAS KÜLTÜ VE İLK MÜZİK YARIŞMASI

Musa SEYİRCİ

     Bu bildirimde sizlere yeni bir şey söylemiyeceğim. Hemşehrimiz Anadolu uzmanı Halikarnas Balıkçısı'nın da değindiği gibi, Marsyas Kültü ve ilk müzik yarışması üzerinde duracağım, bir iki konunun altını çizeceğim.
     Sümerler'in, 'Denizin kenarındaki güneş bahçesi' dedikleri Anadolu, dünya uygarlığının merkezidir. İlkçağ tarihçeleri dünya uygarlığının merkezi Mezopotamya toprakları derlerse de Ana tanrıça Kübele'nin kutsanmasının Anadolu'da Sümer kültüründen en az üç bin yıl önceye gittiği görülmektedir. Bu nedenle, -Halikarnas Balıkçısı'nın da bir çok incelemesinde değindiği gibi- uygarlığın Anadolu'dan Mezopotamya'ya geçtiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
     Birçok buluşlara, yarışmalara, söylencelere, kültürel verilere, yataklık yapan, doğuran Anadolu toprakları, müziğin ve müzik yarışmasının da anayurdudur. Müziğin adını veren müz'ler (sanat perileri) Anadoluludur. İlk müzik yarışması Marsyas ile Apollon arasında soylu Frigya topraklarında Kelainai ya da Selene'de (bugünkü Dinar) yapılmıştır. İlk gitar konserleri de lsos'ta (Milas'ta Güllük yakınında) verilmiştir.
     Marsyas söylenceye göre, -Yurttaşımız Herodotos'un ve coğrafyacı Strabon'un da değindiği gibi- Kelainai kentinde doğmuştur. Frigya havaları yakar, Kybele, Pan ve Diyonizos gibi tanrılara ilahiler düzermiş ve yaktığı havaları Homerosumuz, Yunusumuz, Karacaoğlanımız ve Aşık Veyselimiz gibi gurbet gurbet gezerek, taban teperek, flütüyle hazin hazin öttürürmüş. Bir müzik dehası olan Marsyas, değişik sesler çıkarmak için ayrı boylarda kamışlar kesmek yerine aynı kamışta delikler açmış. O zamana kadar ayrı kamışlardan çıkarılan değişik sesleri, tek kamıştan çıkarmayı başarmış. Buna flütün de kavalın da öz atası denebilir.(1) Bazı araştırmacılarsa Onun flütünün iki delikli olduğunu, bu denli az delikle çok değişik sesler çıkardığını savlamaktadırlar.
     Söylenceye göre, 'Zeka ve Hikmet Tanrıçası Athena bir gün keçi boynuzundan flüt yapmıştı. Flütü bir gün, Olimpos'taki tanrılar şöleninde çaldı. Çalgı çok güzel sesler çıkardığı halde, ölümsüzler (tanrılar) kahkahalarını tutamadılar.
     Tanrıça, niye güldüklerini sorduğunda, ötekiler:
     - Buluşun güzel, flüt sesin pek tatlı ama, onu çalarken güzelim avurtların şişiyor, çirkinleşiyorsun da ona gülüyoruz, dediler.Athena ayağa kalktı, baktı oynaya ki, söylenenler doğru, tuttu, icadettiği flütü Olimpos'tan aşağı fırlattı. Tanrı icadı düşe düşe Frigya'da Kelainai kenti yakınlarına düştü.
     Dinar'ın (Kelainai) yakınında 900 metre yükseklikteki geniş bir alanda Pınarbaşı denilen bu gün Ankara-Antalya yolunun altında kalan küçük bir göl vardır. Bu gölde bol miktarda kamış vardır. Ve büyük Menderes'in (Meandros) gürül gürül akan suyunun kaynağı burasıdır. İşte Tanrıça Athena'nın attığı flüt buraya düşmüştür. Marsyas bu flütü buldu. (Kanımca, flütü Kelainaili Marsyas bulmuştur. Bu yörelidir. Pınarbaşı'nın kamışları çok güzel ve flüt, düdük yapmağa çok elverişlidir.

2.Afyonkarahisar Araştırmaları Sempozyumu Bildirileri.1991

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder