30 Ağustos 2010 Pazartesi

ANADOLU'NUN TARİHİ COĞRAFYASI

ANADOLUNUN TARİHİ COĞRAFYASI-I
Türk tarih Kurumu Yayınları 2001

Sf. 10- Frigya bölgesi içinde, Hieropolis'ten ve hemen güneyindeki Laodikea'dan ( Goncalı ) doğuya doğru ilerlenerek önce, İ.Ö.V. yy da Herodotos ( VII 30 ) ve Ksenophon'un ( Anabasis 12, 6 ) zengin ve büyük bir Frigya kenti olarak niteledikleri Kolossai ( Honaz Höyüğü ) ve sonra da, tuzlu Anava ( Acıgöl ) gölünün kuzey kıyılarını izleyerek, yol üzerindeki en önemli konaklama merkezi olan Kelainai'ya ( Dinar ) varılıyordu. Büyük bir stratejik önem taşıyan kent aynı zamanda doğal güzelliklere de sahipti ve bu avantajları Akhaimenid krallarınca da iyi değerlendirilmişti. Kral Kserkses'e ( İ.Ö. 486-465 ) ait bir sarayın bulunduğu Kelainai belki Büyük Phrygia Satraplığı'nın başkentiydi. Hatta Anadolu'daki Pers işgal ordularının başkomutanı da daima burada ikamet etmekteydi. Sonraları Apameia adını alacak olan kent yollarla ilgili olarak önemini Romalılar döneminde de korudu. I. yüzyılda yaşamış ünlü coğrafyacı Strabon ( 577 ) burayı aynen şu sözlerle tanımlar:
" Apameia, Küçük Asya'nın büyük bir ticaret merkezidir ve bu kent Ephesos'tan sonra ikinci gelir; burası hem İtalya'nın hem de Yunanistan'dan gelen ticaret eşyasının genel ambarıdır.

Sf.199- Eteklerinde Apameia'nın kurulu olduğu Signia ( Akdağ ) ...

Sf. 200- Apameia kentinin sınırları içindeki sazlık bir göl olan bazen Maiandros'un kaynağı olarak anılan AULOTRENE ( AULOUKRENE ) PINARBAŞI gölü mitolojiye göre, Athena'nın kıyısında flüt çaldığı ve sonra da gölün sularında şişkin yanaklarını fark edince kızarak, flütünü fırlatıp attığı yerdi.

Sf. 205- ... gölün güneybatı ucu civarındaki Bonita ( Çardak ) ve kuzeydoğu uç yakınlarındaki Lakerion ( Dazkırı ? ) kasabaları geçildikten sonra, Phrygia'nın en ünlü kentlerinden biri olan Kelainai'ya ( Dinar ) varılır. Hitit metinlerinde adının Kuwalija olarak geçtiği sanılan kentin Midas tarafından kurulduğuna inanılmaktaydı. Büyük bir stratejik önem taşıyan kent aynı zamanda doğal güzelliklere sahipti. Bu avantajları Akhaimenid krallarınca iyi değerlendirilmişti. Kserkses'e ( İÖ. 486-465 ) ait bir sarayın bulunduğu ve Akhaimenidler'in çok önem verdikleri, belki de büyük Phrygia Satraplığı'nın başkenti olan bu büyük ve zengin kentte aynı zamanda içinden Maiandros'un ( Büyük Menderes ) aktığı geniş bir av parkı vardı. Maiandros ve Heredotos'un ( VII 26 ) Katarrektes dediği Marsyas ( Çine çayı ) ırmaklarının kaynakları da bu yörededir.
Seleukos krallarından Antiokhos Soter ( İÖ. 324-261 ) bu eski kenti düzlüğe taşıyarak yeniden kurdu ve adını da annesi Apama'ya göre Apameia ya da Apameia Kibotos olarak değiştirdi ( Liv. XXXVIII 12, 5 ). Bu yeni askeri koloni kenti, bölgeden geçen çok önemli yolların denetimini yapması yanında, özellikle bir alışveriş merkezi olarak büyük bir önem kazandı. Strabon ( 577 ) onu aynen şu sözlerle tanımlamaktadır: " Apameia, Asia'nın büyük bir ticaret merkezidir. Burada Asia'yı özel bir anlamda ( Küçük Asia ) kullanıyorum ve bu kent Ephesos'tan sonra ikinci gelir; Burası hem İtalya'nın hem de Yunanistan'dan gelen ticaret eşyasının genel ambarıdır. " İÖ. 188 yılında Romalılar ile Seleukoslar arasında yapılan ve tarihe Apameia Barışı olarak geçen antlaşma da burada gerçekleştirildi. Roma egemenliği döneminde, içinde 15 küçük kasabanın bulundu bir conventus ( yargı bölgesi ) merkezi olan kent 53 yılındaki bir depremden önemli derecede zarar görerek, bu tarihten sonra önemini yitirmeye başladı ( Tacit., Ann. XII 57 ). Hristiyanlık döneminde Psidia bölgesine bağlı piskoposluk merkezlerinden biriydi. Büyüklük açısından Ephesos ile karşılaştırılabilen bu görkemli kentten günümüze, ne yazık ki, fazla kalıntı gelebilmiş değildir. Doğal bir kayalığın batıya bakan yamacı üzerinde kurulu Hellenistik-Roma tiyatrosu ile stadion ve hamam belli başlı kalıntılarını oluşturur.

Sf. 206- Aynı yol üzerinden kuzeydoğuya doğru, kurucu olarak Akamas'ı tanıyan, Hristiyanlık döneminde Pisidia bölgesine bağlı piskoposluk merkezi durumundaki küçük Metropolis ( Tatarlı ) ve Euphorbion ( Kınık ) kasabaları geçildikten sonra, kuzeye doğru bölgenin orta kısmındaki kentlerden en tanınmışı Synnada'ya ( Şuhut ) varılır.

Sf. 211- Apameia'da yetiştirilen üzümden yapılan şarap oldukça ünlüydü ( Plinius, Naturalis Historia London 1958 )


Veli SEVİN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder